hepsine cevap vermek istiyorum. fakat dikkatimi şurası çekti ve yorum yapmamın gerekli olduğunu fark ettim:
öncelikle insanlar birbirlerini anlayan insanlarla olmak ister biliyoruz. ve bu arayışa itiliyorsun seni anlamayan insanlar arasında bence. ya şuan milyonlarımız olsa eminim gece sonunda şuan ki arayışımı his edeceğim ve kardeşliği düşüneceğim. sonra düşünerek yattığımda beyin son yaptığım, düşündüğüm şeyi tekrar edecek sürekli ve bu beynime daha çok kazınacak "kardeşlik". dayatmalardan ne demek istedin emin değilim ama gün içinde dayatmalarla bende karşılaşıyorum. ve nefes alıp almadığını düşünmeyen, düşünse bile umursamayan biri gibi yaklaşıyorum karşılaştığım şeye.
kartal mısın, götüne iki tüy sokup kendini kartal zanneden biri misin ilgilenmiyorum.
hava durumu gibi. çok olumsuz şartlar oluşmadıysa, ki çok soğuk olan bir hava şartlarına gerekli giysiye sahipsem karşı çıkmayıp kabulleniyorum çünkü değiştiremiyeceğim bir şey. beni aşıyor.
çok sıcak olan bir günde dışarda çalışmak zorunda kaldığımda içimden "sıcağa bak ya" diyorum fakat istediğim havayı dönüştüremiyeceğim için kabulleniyorum en sonunda.
bazen önüme konan yemek canımı sıkıyor ve dediğin gibi dayanamıyorum insanlara çünkü gözüme çok vuruyor gereksiz konuşmaları, tavırları yapmacık geliyor. göz görerek yapıyorlar birde. baya baya sinirli denecek kadar ciddi, sessiz, kısa cevaplar bile vermeyen biri oluyorum. bunları şu yüzden anlattım biraz, ben hep onaylanmak istemişimdir.
kardeşlikten, doğru yolda olan insanlardan "aferim bak doğru yoldasın" demesini ve benim "oh be doğru yoldayız" demek istedim. sonra tek başıma bunu yapmamın doğru olduğunu fark ettim bir noktaya kadar.
dişiler oyuncağım değil benim alive. baya baya 3 senedir hayatıma giren hiç bir kızla baya baya yakınlaşmadım.
normaldi hepsi. konuştum, eğlendim, hata yaptım, haddi aşarak iletişimi kötü hale getirdim ama dişiler oyuncağım olmadı.
bunu dert ettiğim zamanlarda oldu. olmayan zamanlarda. oyuncağım oldu diyebileceğim bir kaç nokta var ama her konuştuğum dişiyi yatağa atamadım ben ve bunun gerçekten önemli olduğunu düşünmüyorum dert olacak kadar.
"oyuncağım olacak hepsi" dedirtecek kadar. eşşekten kastın, kitap yüklü eşşek değil mi?
benimde aklıma geliyor biliyor musun o ayet... "kitap yüklü eşşeklerden olmayın, onlar öyle oldular" gibi.
evet köle gibiyiz ama kölelik görevimiz dışında başka bir şeyde değiliz inançlı insanlar olarak. kandırmacaya girer yoksa.
he bazen kendimizi kandıralım mı? olabilir bilmiyorum. bazen duymak istediğini söylüyorum karşımda ki kişiye.
aklını kullan tabii dediği gibi, sen kullanıyorsun zaten bence. sadece kullandıktan sonra ne olduğu soru işareti olarak kalıyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?