aslında alfanın enerjisini sikip atmıyorsun. evet tcma sana alfanın enerjisi şudur tarzında bir şey demiştir ve sende o enerjini seni hep iyi yapacağını yada iyiye stabile yakın olacağını düşünüyorsundur.
çünkü dediğini incelediğimizde "hem bu terapiyi kullanıp aynı gün yazı okursam duruma göre 3 gün 5 gün 2 hafta herşeyden uzak kalıyorum.küskünlük oluyor benliğimle aramda çünkü enerjisini sikip atmış oluyorum" tamamlanmış bir parçadan mahrum olduğun için enerjin gidiyor ve parçayı belki zor şartlarda hızlıca alabilmende aklında olduğundan bunu yaşayıp geçiyorsun. fakat alfanın kullanım ömrümü var günde? neden tek bir zihin frekansını alfa yapıyoruz ki?
yani çok çalışan yada durgun bir zihin ve işleyiş biçiminde de alfa olabilir. yada içindeki bu bahsettiğin acılarla boğuşup, cesaretini toplayan, kendini zorla bu duruma sokan ve maruz kaldığı zorluğa gögüs gererek sabırla ilerleyen bir alfa kullanımı da olabilir. ki bazıları bu şekilde de gögüs gerdiği şeyden yüzde yüz bir tamamlanma alabilir.
fakat aslında konuda ki konu da, maruz kaldığın şey ne?
senin yüzde yüz tamamlandığında ki alacağın şekli yaptığın iş, kültürün, çevren, ülken bile etkileyebiliyor. bu kötü demiyorum, kötü olmayabilir ama en nihayetinde etkileyici bir yol. bu yüzden parçalarımızı aradığımız yer neye göre belirleniyor kritik bir soru kişi için. ve yanıltıcı da olabilir, yol gösterici de bilmiyorum.
bu yeni yazınla alakalı okudum:
bu bahsettiğin zor zamanları açalım istiyorum. bu kişinin pıstığı, özgüvensiz, rezil yada utandığı durumlar olarak belirli şekilde duygusal olarak zorbalandığı -kendisi de kendini zorbalayabilir- durumlar diyebiliriz.
bu durumlar aslında psikolojide kişiye maruz bırakmak diye geçiyor. terapide maruz kaldığında yanında sana yönlendirmeler veren bir doktorun vardır. o doktor burada alfa oluyor ve daha sağlayıcı çünkü bu durumu aşacak olan yine aklınla sen oluyorsun ki alfa aklı da getiriyor sana hediye olarak. akıl için düşün, alfa aklın üzerine sana daha fazlasını vererek hizmet etsin diyoruz o halde. alfanın yokluğunu aslında anlayış ve kavrayış eksikliği ve insanların ne olduğunu tahmin etsek bile "ne yapabileceğimizi bilmemek" de desek yanlış demeyiz.
yani his etmekten kastın aslında suni gün yüzündeki duygulardan çok daha derinden gelen, ve kişiyi aklıyla açıklayamasa bile içinden geldiğini kabul eden bir yapıda bulmak da diyebiliriz bir yandan. "geçmişteki hatalarınızı bulup, kendinizi kurtaracaksınız" manasal ustanın sözü de buralarda kabak gibi belli.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?