Güçlü olmadan alınmazsın. Güçlü olmanın tek kuralı, oyuna hakim olabilmektir. oyuna hakim olmak için her şeyi bire bir yapmana gerek yoktur.
Eğer bilirsen her şey sanıldığı kadar teferruatlı değildir
Erdemi oluşturan budur.
Bu yüzden insanlar temelde yanlış yaptıktan sonra sonraki adımları hep yanlışın gölgesinde ilerliyor.
Sen temeli atarsın, gerisi gelir.
Nasıl atacağını kimse sana söylemeyecek, aslında nasıl olduğu çok belli ve söyleniyor. ne olduğu kalıyor o yaşaman gereken bir durum.
Bu yüzden yanlışın farkında olarak doğruyu seçmek ile direkt yanlışın ne olduğunu bilmeden doğru yolu seçmek farklıdır. Biri otomatik olurken diğeri seçim oluyor. En sonunda ise kim olursan ol seçmek zorundasın.
İşin komik tarafı her hareketimiz, yazımız, tavrımız, konuşmalar ve bakışlar, düşünceler, düşüncesizliğin neden kaynaklı olduğu hep bir şey ifade eder.
Bu aynada görünmeyen, dışarıdan çok belli olan durumlar arasına girebilir bakmak lazım.
Aslında düşüncesizlik dediğimiz zihnin berrak, faydasız ve işe yaramayan şeylerden sıyrıldığı o durumun kaynağı mutlaka doğru olacak diye bir şey yok çünkü o durumda bile altta bir şeyler işlenmeye devam ediyor.
Aynı uyku gibi. Uyursun ve nasıl uyuduğun, nasıl yaşadığın ile birlikte hareket ederler.
Başlık bu yüzden uyumadan önce okunduğunda işler.
Bunlar benim hatırladığım, öğrendiğim mevzular.
"Senin hayatın, nasıl yaşayacağına sen karar verirsin."
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?