Bana göre, insan zihnini bilen, biraz iyi insanların betalar yüzünden içsel olarak neler yaşayıp, neden sorusuna verdiği cevapları muhtemelen yaşayarak öğrenen ve bir gözlemci olarak ne kadar ileri gittiğini diğer insanlardan dolayı anlayan ve bunu görmek için vesilelere ihtiyaç duyup, tasavvuf da öğrenmiş bir adamın, kendi üzerinden verdiği -kendi yapıtın, gözlemin ve tespitin, bulduğun doğrunun alıntı/taklit/çalıntı olarak konuşulması- bu örnek ile bizim hayatımızda yaşadığımız ufak olayları daha büyük, ciddi bir örnek ile hatırlatıyor. Hatta sadece bunu değil, bu durum karşısında senin his edeceğin, dostluk ararken bulamadığın için yıpranma, alfa olmadığını düşünmek gibi içsel olaylardan kurtulman gerektiğini "siteyi terk et" diyerek anlatıyor.
Burada temel olarak şu var: sen özüne sahip çıkmayı bile düşünmeyecek kadar kavuştun mu?
bu kavuşma ne kadar sağlam olursa olsun, hayat en basit yönleriyle sen baktığında anlamlar barındırıyor olsa bile bunun peşinden gidemiyorsan ve dış etkenlerden etkilenmeye açıksan sorun var.
Şimdi ustanın "sen üstüne düşeni yapabilecek misin" sözünü değiştirelim, sen özüne sahip çıkıp bu engelleri aşabilecek misin?
usta başlık sürecinden çok daha önce birilerinin lafına zorluk/acı olarak bakmaktan kurtulmuş, saflaşmış olduğu için kararlılık, dayanıklılık, zorluk gibi şeylere ihtiyacı olmadan rahatça devam etti.
ancak bu yolda yeni başlamış bir çırak dış etkenlerle mücadele eder. etme ihtiyacı his eder. kardeşlik ve ustanın başlık döneminde bana göre öyle bir şey yoktu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?