Umutsuzluğa kapıldığınızda, Kardeşlikten bağınızın koptuğunu hafiften hissettiğinizde, kendinizi kardeşliğe uzak hissettiğinizde ve tanrı sizi ağır bir imtahana sürüklendiğini anladığınızda şunu yapın: ya Kur'an okuyun ya da başlığın müziklerini veya videolarını seyredip kendinizi nereye ait olduğunu yine beyninize hatırlatın kardeşlerim..
aklıma takılan sorular
Dünyada çoğu şey duygularınnد, belirli sistematik düşüncelerin üzerinden ilerler.
Bir filmde ki senaryo değişir fakat o duygu değişmez.
Peki kardeşlikten uzaklaşma duygunuz/zihinsel durumunuz nedir?
böyle bir şeyi his etmenize neden olan şey ne
Bir filmde ki senaryo değişir fakat o duygu değişmez.
Peki kardeşlikten uzaklaşma duygunuz/zihinsel durumunuz nedir?
böyle bir şeyi his etmenize neden olan şey ne
başlığın yazılarına bile bakarken 2012 gibi tarihleri görünce biraz hüzünleniyor insan ayrıca herkesin hayatı senin gibi iyi değil kanka(yazdıklarına göre söylüyorum)
Mesela ben gerçek benlik hissimi sürekli kendime etrafımın beta ve moronlar ile çevrili olduğunu hatırlatarak hissediyorum, evet böyle birşey..
Yoksa arada çürüyüp gideceğim bunu biliyorum..
Ben huzura aşık birisiyim ve hayatımın her günü kendime en az bir huzurlu birşey sağlıyorum ya dizi,film,oyun,spor bunlar işte, eğer bunlarda olmasa kötü ve karanlık bir kişilik olurum kesinlikle..
Eskiden bakışlarım neşeliydi şimdi çok sert ve kızgın.
Yazdıklarımdan çok melonkoliklik aktı biliyorum ama öyle biriside değilim cidden kahkaha atarım ve muhabbet çevirim yani..
Yazdıklarıma tekrardan bakıyorum da ben duygusalımda.
Batman begins de bir sahne vardı, Bruce Wayne hapishane de ki kötü insanları analiz etmek için gitmişti bu yaptığı düşmanlarıyla daha iyi mücadele edebilmek içindi.
Ben işte betaları iyi tanırım fakat hapishane kısmında biraz fazla kaldım sanırım ve emin olun betaların hayattı sik gibi içlerinde olmayan alfa hissini de olmadığını düşünürsek cidden yarrak gibi..
Mesela ben gerçek benlik hissimi sürekli kendime etrafımın beta ve moronlar ile çevrili olduğunu hatırlatarak hissediyorum, evet böyle birşey..
Yoksa arada çürüyüp gideceğim bunu biliyorum..
Ben huzura aşık birisiyim ve hayatımın her günü kendime en az bir huzurlu birşey sağlıyorum ya dizi,film,oyun,spor bunlar işte, eğer bunlarda olmasa kötü ve karanlık bir kişilik olurum kesinlikle..
Eskiden bakışlarım neşeliydi şimdi çok sert ve kızgın.
Yazdıklarımdan çok melonkoliklik aktı biliyorum ama öyle biriside değilim cidden kahkaha atarım ve muhabbet çevirim yani..
Yazdıklarıma tekrardan bakıyorum da ben duygusalımda.
Batman begins de bir sahne vardı, Bruce Wayne hapishane de ki kötü insanları analiz etmek için gitmişti bu yaptığı düşmanlarıyla daha iyi mücadele edebilmek içindi.
Ben işte betaları iyi tanırım fakat hapishane kısmında biraz fazla kaldım sanırım ve emin olun betaların hayattı sik gibi içlerinde olmayan alfa hissini de olmadığını düşünürsek cidden yarrak gibi..
Birde hayatımda ki bütün betalara siktiri çektim lan
ama yalnızda kaldım, he gidip aralarına konuşup eskisi gibi devam edebilirim ama içten bir istekte yok. Alfa istemiyor işte..
ama yalnızda kaldım, he gidip aralarına konuşup eskisi gibi devam edebilirim ama içten bir istekte yok. Alfa istemiyor işte..
Lan black şu sessizliğinde hep iki ihtimal düşündüm;
Ya arkada sekme açık oyun oynuyorsun veya başka birşey yapıyorsun ya da okuyup analiz yapıyorsun yazılar hakkında.
Hangisi lan bakıp gülüyorum manyaklara deme sakın AMK xd.
Ya arkada sekme açık oyun oynuyorsun veya başka birşey yapıyorsun ya da okuyup analiz yapıyorsun yazılar hakkında.
Hangisi lan bakıp gülüyorum manyaklara deme sakın AMK xd.
Mücadeleye girme stilim genelde Allah'a dua edip kılıcımı çekmekti ama bilmediğim şey şuydu ki..
Düşmanlarım stratejist ve kurnazdı ve beni yenebiliyorlardı..
Nedd stark benim gibi hayatımda bana bu kadar benzeyen karakterler sayılı tabii ben ölmemiş haliyim, upgrade almış haliyim.
Düşmanlarım stratejist ve kurnazdı ve beni yenebiliyorlardı..
Nedd stark benim gibi hayatımda bana bu kadar benzeyen karakterler sayılı tabii ben ölmemiş haliyim, upgrade almış haliyim.
aslında yazılarında melankoli akmadı merak ediyorsan. hani bir an da kendini melankolik his edip söylediğin için diyorum hiç gerek yok yardır gelsin. melankolik oldu dedirten yan pencereye gerek yok kapat.
aslında duygusal olmak iyidir. senin farkın duygularına kulak verip bunları dinleyebiliyor olduğun ve üstüne bu duyguları analiz edebilip, aklınla birleştirebiliyor olman ama diğerleri öyle yapmadıkları için veya sınırlandırılmış oldukları için içlerinde bulundukları durumlara saçma tepkiler veriyorlar. mesela dün gece bir arkadaşımı biri aradı ve tartışma isteğiyle dolup taştığını anlayabiliyordum. evet arkadaşımda anladı bunu. ikimizde zihnimizde bu kişinin gerçek niyetinin konuşmak olmadığını biliyorduk. bana göre o an sadece bir kere anlatıp tartışmak isteyen kişiye sorunun çözümünü söyleyip direkt telefonu kapatmak gelirken arkadaşım ise: bir dakika müsaade et konuşayım, bizi mi tehtid mi ediyorsun, hadi ya öyle mi yapçaksın? hım eee? gibi ikili seviyesiz diyaloglara girmişti ve ben tabii arkadaşımın o an tüm zekasını sorgularken o çok iyi bir iş yaptığını düşünerek konuşmaya devam etti. olan bana oldu tabii amk. arkadaşın tüm zeka ve bilinç seviyesini sorgulayıp benim gibi yapamadığı için yakınlığımı kaybettim. ve bunu ima ettiğimde bana bu konuşmanın çok önemli olduğunu, ailesi için konuştuğunu söylemişti... ve telefondaki kişi onu iki saat içinde 5 kere aradı yani bu net bir şekilde konuşmak istediğini gösteriyordu arkadaşımla. bu yüzden telefonu kapatıp, seviyesiz bir tartışmadan kaçıp sakinlikle bir sesli mesaj gönderip durumu analiz etseydi, ne ben ona uzak dururdum ne de bu sorgulamaya maruz kalırdı. neyse
benim de hayatımda kimse yok ama ara sıra bir şekilde birileriyle sohbet edip geçiyoruz ama genellikle bu sosyal ortamlarda işimiz olduğu zaman oluyor. sokakta ki simitçi dayıdan simit alırken, yemek sırasında yada yanına oturduğumuz insanlarla felan. he benim bir dönem ciddi manada düzenli bir tanıdığım oldu kahve felan içtiğim. bil bakalım kim?
altın dişi ihtimali olduğunu düşündüğüm, aklına hayran olduğum kadıncağız :d
bir erkekle bu kadar süre yiyemem lan ben. bak dikkat et, iyi arkadaşlar birbiriyle sürekli konuşmazlar onlar odak noktasını aynı yöne verebilen ve o yönden aynı şekilde keyif alan insanlar oluyor genellikle, bak iyi düşün kardeşlikte oturup tcma'yla özel hayatını konuşmayacaksın, siyaset çok fazla yapmayacaksın, bir şey öğretmek amaçlı bir sohbet olabilir ama bu adamlar birbirlerinin ismini bilmeden, aynı noktaya bakabilme yeteneklerine sadık kaldılar.
he bu altın dişi dediğim kadında bana göre öyleydi, nedense çok yakın his ediyordum kendimi inanılmazdı.
benim hayatım çok iyi değil demiyeyim de, istemediğim bir işteyim mesela, maaşımda yetmez.
günahlarla dolu bir insanı gözünde çok büyütme, inanılmaz basitimdir bu konuda.
aslında duygusal olmak iyidir. senin farkın duygularına kulak verip bunları dinleyebiliyor olduğun ve üstüne bu duyguları analiz edebilip, aklınla birleştirebiliyor olman ama diğerleri öyle yapmadıkları için veya sınırlandırılmış oldukları için içlerinde bulundukları durumlara saçma tepkiler veriyorlar. mesela dün gece bir arkadaşımı biri aradı ve tartışma isteğiyle dolup taştığını anlayabiliyordum. evet arkadaşımda anladı bunu. ikimizde zihnimizde bu kişinin gerçek niyetinin konuşmak olmadığını biliyorduk. bana göre o an sadece bir kere anlatıp tartışmak isteyen kişiye sorunun çözümünü söyleyip direkt telefonu kapatmak gelirken arkadaşım ise: bir dakika müsaade et konuşayım, bizi mi tehtid mi ediyorsun, hadi ya öyle mi yapçaksın? hım eee? gibi ikili seviyesiz diyaloglara girmişti ve ben tabii arkadaşımın o an tüm zekasını sorgularken o çok iyi bir iş yaptığını düşünerek konuşmaya devam etti. olan bana oldu tabii amk. arkadaşın tüm zeka ve bilinç seviyesini sorgulayıp benim gibi yapamadığı için yakınlığımı kaybettim. ve bunu ima ettiğimde bana bu konuşmanın çok önemli olduğunu, ailesi için konuştuğunu söylemişti... ve telefondaki kişi onu iki saat içinde 5 kere aradı yani bu net bir şekilde konuşmak istediğini gösteriyordu arkadaşımla. bu yüzden telefonu kapatıp, seviyesiz bir tartışmadan kaçıp sakinlikle bir sesli mesaj gönderip durumu analiz etseydi, ne ben ona uzak dururdum ne de bu sorgulamaya maruz kalırdı. neyse
benim de hayatımda kimse yok ama ara sıra bir şekilde birileriyle sohbet edip geçiyoruz ama genellikle bu sosyal ortamlarda işimiz olduğu zaman oluyor. sokakta ki simitçi dayıdan simit alırken, yemek sırasında yada yanına oturduğumuz insanlarla felan. he benim bir dönem ciddi manada düzenli bir tanıdığım oldu kahve felan içtiğim. bil bakalım kim?
altın dişi ihtimali olduğunu düşündüğüm, aklına hayran olduğum kadıncağız :d
bir erkekle bu kadar süre yiyemem lan ben. bak dikkat et, iyi arkadaşlar birbiriyle sürekli konuşmazlar onlar odak noktasını aynı yöne verebilen ve o yönden aynı şekilde keyif alan insanlar oluyor genellikle, bak iyi düşün kardeşlikte oturup tcma'yla özel hayatını konuşmayacaksın, siyaset çok fazla yapmayacaksın, bir şey öğretmek amaçlı bir sohbet olabilir ama bu adamlar birbirlerinin ismini bilmeden, aynı noktaya bakabilme yeteneklerine sadık kaldılar.
he bu altın dişi dediğim kadında bana göre öyleydi, nedense çok yakın his ediyordum kendimi inanılmazdı.
benim hayatım çok iyi değil demiyeyim de, istemediğim bir işteyim mesela, maaşımda yetmez.
günahlarla dolu bir insanı gözünde çok büyütme, inanılmaz basitimdir bu konuda.
mesela insanların çoğunun şikayetçi olduğu psikolojik durumları yada duygusal olarak istemediği o hislerin neredeyse tamamı onları ya yükseltecek yada yok edecek durumda kaldığını fark ettiğim olmuştu.
ve bu yüzden bazı insanlarla olan sohbetlerinde böyle yaklaşırım ve onlara içinde oldukları durumların yeni bir yolunu gösteririm ve bu sefer daha faydalı, kabullenici ve güven dolu his ederler.
sınırlandırılmış olmanın, ama cidden sığ kaldırılmış olmanın dezavantajı bu çünkü ya yaşadığın şeyi tek sende sanıyorsun, yada anlamlandıramayıp, alakasız olan tanımlamaların bir kısmını kendinde buluyorsun.
o yüzden küçük psikolojik problemler hiç gerçekçi gelmez bana ya. psikologlar da bunu anlamadığı için ilacı vururlar.
iki tür ilaç vardı sanırım ilk etapta, ya çok hızlı etki eden bir ilaç yada uzun dönemde etki edecek yavaş bir ilaç türü.
ilk başta ilkini verirler ve sonra yavaşlatırlar olan problemi ve sende çözülüyor sanıyorsun.
a çok rahatladım ya diyorsun. halbuki ilacın amacı o zaten.
neyse öyle yani
ve bu yüzden bazı insanlarla olan sohbetlerinde böyle yaklaşırım ve onlara içinde oldukları durumların yeni bir yolunu gösteririm ve bu sefer daha faydalı, kabullenici ve güven dolu his ederler.
sınırlandırılmış olmanın, ama cidden sığ kaldırılmış olmanın dezavantajı bu çünkü ya yaşadığın şeyi tek sende sanıyorsun, yada anlamlandıramayıp, alakasız olan tanımlamaların bir kısmını kendinde buluyorsun.
o yüzden küçük psikolojik problemler hiç gerçekçi gelmez bana ya. psikologlar da bunu anlamadığı için ilacı vururlar.
iki tür ilaç vardı sanırım ilk etapta, ya çok hızlı etki eden bir ilaç yada uzun dönemde etki edecek yavaş bir ilaç türü.
ilk başta ilkini verirler ve sonra yavaşlatırlar olan problemi ve sende çözülüyor sanıyorsun.
a çok rahatladım ya diyorsun. halbuki ilacın amacı o zaten.
neyse öyle yani
şu yazıları yazan betalarda var. alfalarda... e ben hangisiyim?
yerde miyim gökte mi bilmiyorum diye bilmek zorunda da değilim.
belirli eşikler var o eşiklerden dolayı yerde olduğumu biliyorum.
yani bir parçam yerde bir parçam gökte, ben ne zaman tek parça olacağım hocam? güldüm.
cevap basit aslında: yerdeki parçayı yok ettiğin zaman. ama ben yerdeki parçayı günahlarımla bağlantılandırmakla hata ediyorum çünkü günah işlemediğim dönemlerde de böyleydim. hım olay sadece zihinde ve ben zihinsel olarak çekici duran, yakınlaştıkça çekiciliğini kaybeden biriyim demek ki manevi olarak. neyse bende ki kafa geçmişte tutmuyor beni, bu konuyu kapatıyorum.
yerde miyim gökte mi bilmiyorum diye bilmek zorunda da değilim.
belirli eşikler var o eşiklerden dolayı yerde olduğumu biliyorum.
yani bir parçam yerde bir parçam gökte, ben ne zaman tek parça olacağım hocam? güldüm.
cevap basit aslında: yerdeki parçayı yok ettiğin zaman. ama ben yerdeki parçayı günahlarımla bağlantılandırmakla hata ediyorum çünkü günah işlemediğim dönemlerde de böyleydim. hım olay sadece zihinde ve ben zihinsel olarak çekici duran, yakınlaştıkça çekiciliğini kaybeden biriyim demek ki manevi olarak. neyse bende ki kafa geçmişte tutmuyor beni, bu konuyu kapatıyorum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?