selam gençler.
aranızda uzun bir zaman yoktum.
malum aile içi problemler, dersler, kendi kişisel hayatıma vakit ayırmak gibi yoğun zamanlarım oluyordu.
ben de, yoğun zamanımı atlatarak -her ne kadar atlatmış sayılmasam bile- tekrar aranızda olmayı canı gönülden istiyorum.
işimiz lojistik, nakliyecilik ve muhasebecilik kısmıyla ben ilgileniyordum.
o nedenle hesap-kitap işleri kafamı çok yoruyordu.
eleman alımı dolayısı ile mentalim bir nebze de olsa rahatladı.
öncelikle başlığa "mizah anlayışı" konusundan girmek istedim ve ileri tarihlerde değinmek istediğim bir çok konu mevcut. bunlardan biri;
-din(kur-an, incil, islam, hristiyanlık vs.)
-felsefe(varoluş, yaratılış vs.)
-psikoloji(iletişim, manipülasyon, auralar vs.)
ve daha nicesi...
ilk konumuz şu olsun.
mizah anlayışı, her insana hitap etmez.
kimisi recep ivedik mizahından hoşlanırken amerika yapımı esprileri anlamaz -anlayamaz demiyorum kafası basmaz-.
kimisi ise barney stinson esprilerine kahkaha atarken türk yapımı film/dizilerindeki esprileri görünce sıkıcı bulur.
kimisi kutsal damacanadaki sıçma sahnesine bile gülerken konuşanlar'daki sıçma hikayelerini ahlaksızca bulur.
mizah anlayışı nasıl geliştirilir ve nasıl kaliteli espriler yapabiliriz?
bunu, karşımızdaki insanı güldürmek için sormuyorum; hep merak etmişimdir insanlar bir mizah görünce aklında ne gibi bir uyarıcılar çalışır da gülerler ? bunun psikolojideki yeri nedir?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?