azio euditore fa direnze

"bu siteye bilgili betalarda lazım, takıl"

10 yıl boyunca kancık sözlüğü böyle ayrım yaparak siktiniz attınız zaten.

daha 2021 den sonra türemiş çocuğun alfa-beta-omega diye yaftalaması gülünç.

neyse takılın kafanıza göre, daha da toparlanamazsınız -toparlanamayız demek isterdim ama 10 yıl önceki adamlarla birlikte toplanmamız, sizin gibi salakların yüzünden imkansız hale geldi-.

zerre bilgi dahi paylaşmam burada. hesabımı da siler misin naparsan yaparsın artık.

"bu herif beyler... bana
özelden kafayı yemişsin yazan dostumuz.
ben bunu banladım amk nasıl girmiş mükemmel ortamımıza? gençler diyor birde eziksz"

nereden geldiğini ve kime laf ettiğini unutma.
tam 10 yıl boyunca böyle tartışmalar yüzünden bir sürü insan yollarını ayırdı.
ne bu örgütleşme cabası?

gerçekten "altın vuruş" neydi?

şu son 10 yıl içerisinde başlığın yardımıyla bir çok insan kancik sözlük üzerinde toplandı.

bir başlığın vesilesiyle insanlar "kardeşini" buldu...

lakin, neden hala anlaşmazlıklar vardı? hala birbirini "sen betasın" diye yaftalayanlar vardı?

selam gençler.
aranızda uzun bir zaman yoktum.
malum aile içi problemler, dersler, kendi kişisel hayatıma vakit ayırmak gibi yoğun zamanlarım oluyordu.
ben de, yoğun zamanımı atlatarak -her ne kadar atlatmış sayılmasam bile- tekrar aranızda olmayı canı gönülden istiyorum.
işimiz lojistik, nakliyecilik ve muhasebecilik kısmıyla ben ilgileniyordum.
o nedenle hesap-kitap işleri kafamı çok yoruyordu.
eleman alımı dolayısı ile mentalim bir nebze de olsa rahatladı.

öncelikle başlığa "mizah anlayışı" konusundan girmek istedim ve ileri tarihlerde değinmek istediğim bir çok konu mevcut. bunlardan biri;

-din(kur-an, incil, islam, hristiyanlık vs.)
-felsefe(varoluş, yaratılış vs.)
-psikoloji(iletişim, manipülasyon, auralar vs.)

ve daha nicesi...

ilk konumuz şu olsun.

mizah anlayışı, her insana hitap etmez.

kimisi recep ivedik mizahından hoşlanırken amerika yapımı esprileri anlamaz -anlayamaz demiyorum kafası basmaz-.
kimisi ise barney stinson esprilerine kahkaha atarken türk yapımı film/dizilerindeki esprileri görünce sıkıcı bulur.
kimisi kutsal damacanadaki sıçma sahnesine bile gülerken konuşanlar'daki sıçma hikayelerini ahlaksızca bulur.

mizah anlayışı nasıl geliştirilir ve nasıl kaliteli espriler yapabiliriz?
bunu, karşımızdaki insanı güldürmek için sormuyorum; hep merak etmişimdir insanlar bir mizah görünce aklında ne gibi bir uyarıcılar çalışır da gülerler ? bunun psikolojideki yeri nedir?

"kuranın değiştirildiğine inanıyorsun ve bunu diyanet kurumundan yola çıkarak mı mutlak doğruyu bulamadım diyorsun.
dostum kuranın ciddi bir anlam kargaşası yaratacak kadar değişikliği mevcut değil.
olan kısımları ise internete yazarak bulabilirsin.
lehçe farkı gibi bir şey o. yani lazlar napaysun demiş, sen nabıyorsun diyorsun.
bu değiştirildiğini mi gösteriyor?
kurana inanıyorsan, zaten inandığın zat bu zikri koruyacağından bahsediyor.
zikir kelimesini araştırabilirsin."

hayır. ilkte söylediğin şey, söylediklerimin bir kısmını yanlış anladığını gösteriyor.
kur'anın indirildiği zamanlarda yaşamadığımdan dolayı, günümüzde insanların kendi kendi din oluşturduğu ve bunu diğerlerine empoze ettiği dünyada neye inanacağımdan bahsediyorum.

"evet kuranın tamamı yok indirildiği tarihlerde yazılan ama bu yine de kuranın değiştirildiği anlamına gelmiyor.
ayrıca değiştirilmediğine dair ayetleri, birilerine sormaktansa kendin inceleyip sonuca gidersen zaten sığ olabilitesi yüksek olan insanlara sorduğun sorulardan bu noktaya gelmemiş olursun.
ayrıca bu insanlar kim orası da önemli."

evet, bu söylediğinde haklısın.

fakat benim demek istediğim şu:
ne inanacağız?

yani misalen haberlere bakıyorsun hop diyanet açıklama yapmış "faiz bilmemne ayeti falan". kafasına göre ayet koyan bir diyanet var ve kur'an'ın gerçekten değiştirilmediğine nasıl inanacağız?

doğduğumuz günden bu yana dinimizi kendimiz seçmedik.
bizlere empoze edildi.
bizlere bir "seçim" sunulsaydı bu hale mi gelirdik?

ben, kur'an-ı kerim'in değiştirilmediğine inanmıyorum.
bu, dinime inanmadığımı göstermez.
lakin...
neden inanmıyorum?
bu rehber yüzyıllar önce indirildi.
fakat o çağdan bu yana her şey değişti.

ben doğduğumdan bu yana kimse bana dini öğretmedi.
ailem bir kaç bir şey empoze etti, o kadar.
kendim öğrenmeye çabaladım mı? itiraf etmem gerekirse; hayır.
fakat bana ışık olan biri var mı? evet: kancik.sozlukspot.com/w/varoluş

ben, mutlak doğruyu -cevapları- bulmadığım sürece hiçbir şeye güvenmiyorum; ama kendi yolumu takip ediyorum.
my7'nin varoluş başlığında da anlattığı gibi; ben kendime bir din seçtim.
bu yolda bana kimse seçim sunmadı ya da cevaplar sunmadı.
hep kendi aklımın doğrultusunda gittim...

ama yine de hakikati göremedim.
kararlarım doğrultusunda bana hakikati gösteren tek kişi my7'di.

çoğu kişiye sordum kur'an değiştirilmiş midir diye?
ve %90'ı kur'an'ın içinden ayet söyledi ve hepsinin cevabı aynıydı: "kur'an da bile yazıyor değiştirilmesinin mümkün olmadığı".
ben, kur'an değiştirilmiş midir sence diye soruyorum, diyorlar ki "içinde yazıyor değiştirilemez diye".

bize Allah tarafından gönderilen kitabı, yüzyıllar sonra kitabın indirildiği çağda bile yaşamayan insanların değiştirmeyeceğini nereden bileyim?

Neye güveneceğim?

çeviri ne durumda arkadaşlar?

bu arada kolay gelsin.

gençler bunlar 2018 den bu yana biriktirdiğim şeyler.
eskiden bir tane harddiskim vardı, bozuldu.
bütün şeyler ondaydı.

kancıktaki yazılarına dair bağlantı dosyası(docx):https://www.kisa.link/q6hf
kancıktaki yazılarının derlemesi, bçsy'nin tüm entry'leri(ss versiyon), hacı tyler(youtube başlıkları ve normal hali), anarchist'lerin çevirdiği pandora'nın kutusu ve bir çok nlp, manipülasyona dair kitaplar tek bir dosyada:https://www.kisa.link/q6hg
''musluman bir genc'' nickli birisinin derlediği my7 yazıları:https://www.kisa.link/q6hh
benim, 3 yıl önce yani 2019'un başında blogtan derlediğim, subliminal müzikleriyle birlikte olan pdfler(blog kapanırsa falan diye):https://www.kisa.link/q6hı ; yalnız pdf halini iyi çıkartamamışım, görüntü bozukluğu var kusura bakmayın.
hacı tyler, my7 kancık ve bçsy tüm entrylerin olduğu dosya klasörü(yalnızca bu üçünü okumak için):https://www.kisa.link/q6hj
kardeşlik -test grubuyla ilgili sanırım- toplantısı:https://www.kisa.link/q6hk
bunu çok sık yapmam final edition v2:https://www.kisa.link/q6hl

sizin elinizde varsa bunlarla ilgili, siz de atabilirsiniz...

edit: linkler ölmüş https://drive.google.com/drive/folders/1z8IBtZmaehFK3ijYPNH3p0inukNBH21d?usp=sharing

''kızla yaşadığın anılara üzülme sebebin nedir?'' aslında üzülme sebebi yok. çünkü insan beyni bir şeylerle meşgul olmak zorunda; duygular. misalen derini cimcikle, acır, değil mi? heh o acıyı görmezden gel. çünkü o acıyı sinir damaarların hissediyor ve beyine uyarı veriyor.

kız senden ayrıldı? diyelim seni aldattı...

sebebi nedir? ona karşı yetersiz göründün, daha iyisini tercih etti. egon zarar gördü. egonun zarar görmesi olağan şeyler arasında.

askerdeyken bir keresinde komutanımız ''aslında hastalık falan yoktur, beynin seni kandırmasıdır sadece'' demişti.

''beyin hayal ile gerçeği ayırt edemez ama yine de hayallerin nöral ağları harekete geçirdiğini varsayarsak, gerçeklikte ki şiddeti arttıran şey olayların gerçekten ciddi olarak içine çekmesi de dersek, eee?
hayallerimizi ya daha şiddetli hale getireceğiz''

bir nevi "fake it till you make it" bu.

tcma'nın ebru hikayesini anlatması...

mümkün müdür sizcede?

teorim şudur ki: tcma, nöral ağların asla silinmeyeceğini söylemişti. ama zamanlada zayıflayacağını eklemeyi ihmal etmedi.
nöral ağlar, beynin sinir ağları ve sinaptik noktalarında buluşur.

şaşırmak=beklenmedik şeylere tepki vermek.
sinirlenmek=birisi sizi kışkırttıktan sonra o şeye tepki göstermek.

şaşırmak ise insan tabiatının normal olan bir psikolojisidir.
sinirlenmek ise günümüzde bir primvari yoldur. insanların sizi sinirlendirmesi, enerjinizin emmeleri için güzel bir taktiktir.

farklı bir konuya atlayacağım şimdi.

tcma'nın "http://kancik.sozlukspot.com/w/bilinçaltı-eşiği" adlı başlığında bunun bir çözüm kesitini de anlatıyor.


bir kızdan ayrıldınız ve yaşanılanlar, beyninizin nöral ağlarına, sinaptik noktalarına gidiyor.
kızla yaşadığınız her anı hatırlayınca üzülüyorsunuz.

ya bütün anıları sanki yaşamamış gibi yaparsanız ne olur?

hayatınıza o kişi sanki hiç girmemiş gibi...

"içinden geleni yapmak özgürlük değildir. asıl özgürlük, içinden geleni o an canının ne istediği seni engellemeksizin yapmak özgürlüktür"

hacı tyler'ın bir sözü, bana çok ilham verdi.
söz böyle değildi ama aklımda kalan buydu.
pdf'te "özgürlük" aratarak bulabilirsiniz.

''sözlük bozulması derken? namuslu bir insanın namussuzlar arasında mahsur kalması namussuz olacağı anlamına gelmiyor ki.
evet belki şurası ve tcma.org'da ki çaylaklıktan çıkılmayış sadece teşvik olarak kalıyor "kaçıp gitmek adına".
sözlük bozulalı derken sanırım sözlük altyapısıyla, çaylaklığıyla ilgiliydi. onun dışında bilmiyorum.''

sözlük altyapısından bahsediyordum orada.

''ama bir şey sormak istiyorum. canlandırmaktan kastın yeni birileriyle mi eğer böyleyse odak noktası bizzat ilk etapta bu kısım olmalı bence, diğer türlü bilgi aktarımı ile canlandırmak kalıyor.''

yaklaşık 2 yıldır konuşmuyoruz, birbirimize karşı aktif değiliz.
sözlük bozulalı insanlar değil bilgi paylaşımı, geçmişteki hatalarından ders dahi çıkaramaz oldu.
hatta buradan, kısıtlı imkanlardan dolayı herkesle iletişimim kesildi. tek konuştuğum kişi tylefnc kaldı ve onunla da sık sık görüşmüyoruz.

başlıktan koptuk, yaşım 26 ya gelecek neredeyse.
aile hayatım birbirine karıştı, saçım beyazladı.

mümkünse, canlandıralım burayı.

kancık sözlük altyapısının bozulması, sitenin kullanışsız hale gelmesinden dolayı buradan devam edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
kancık sözlükte ne başlık açılabiliyor ne de başlıklara girilebiliyor.

hatta telegram veyahut discord gibi platformlarda gruplarınız varsa oradan da devam edebiliriz.