soru cevap 3

insanların sana nasıl baktığı, his ettiği veya senin için ne düşündükleri gerekmedikçe ilgilenmezsin.
gerektiği iki kısım vardır, ya öğrenmek yada fark etmek.
insanlar sana sunmadıkça, onu kovalamanın anlamı yok. Burada alfan senin yerine halleder. Yani, sen yaptığın tüm seçimlerin ve düşünce, karar mekanizman ile etrafa enerji dalgaları yayarsın. bunu da umursamazsın çünkü sistem halleder. Bu anlaşılması zorunlu olan bir şey değil, kaçınılmazlığı sağlayan olaydır. Çünkü senin dışındakiler kendilerine göre kaçınılmaz olanı belirler ve bu belirleyiş tüm hayatlarını kapsar.
Diğer seçenek ise analiz ve tespit etme yeteneğin düşüktür.

Usta buna alfa demiştir, aslında sistemin kendisi de olabilecek gibi duruyor. hayırlısı
hacıtyler ise alfaya farklı bir kişi/parça değil demişti.
Alfa, sisteme yaklaşma yolunda ustamın uygun gördüğü kelime ki yaklaştıktan sonra kullanmıyorlar ve işe yaramaz kalıyor.
Arkadan gelenlere de bu kelime, kimin hangi anlamı yükleyeceğini görmek adına test görevi görüyor.
tasavvuf ise bu konuya, yokluk makamı ve ölmeden önce ölmek demiştir. hatta bu konuyu hakikat-tarikat-marifet üzerinden ilerletmişler. psikoloji ise travma sahibinin, ilk kez dışarıdan bakmasıyla oluyor.
üçlü pencere, sen yani hakikat, hakikatin diğer ihtimali varsa ve kişinin hakikat ile yolculuğu nezdinde.

Bunu keşfedenler sen o'sun, o'da sen temalı yazılar yazar. birlik ve ben hakkım buradan gelir.
fakat kişinin dikkatli olması gereken konu çünkü sen bir tecellinin, sen olduğunu iddia ederken, tek bilgin yaşadıkların ve verdiğin anlamlar üzerinden olur.
neyse hayırlısı

tanrının kendisi omega değildir, tanrı bu sisteme giremiyecek kadar derin, değerli ve keskindir.
fakat bir insanın doğruluk ile sakin veya dingin bir hayat yaşamasından çok daha fazla rahattır.
diğer üç kitapta farklı, son kitapta daha farklı yol kullanılması ise tanrının denemesidir.
buna en yakın örnek, bir betayı güç ile denemek gibi.
olay giderek nadirleşiyor çünkü sessizlik, seslerin en etkileyici kısmıdır.