soru cevap 3

0 /
blacktyler7
hayat nasıl öğretir?

kankalar arzular vesileleri yaratır. Arzusuzluk, kötülükten ve yanlıştan uzaklaşma da bir arzudur en nihayetinde.
O an bunu fark etmiyor olabilirsin normaldir ama sonunda sana ait olana çekim ve arzu duyarsın.
Bunun güzel tarafı, hakiki ve saf olmasıdır.
Arzu vesileyi getirir, vesile ise doğru yola devam ile gerçek ile bütünleşir. Bu üçlemeyi bildiğin zaman, vesilelere de bu potansiyeli vererek bakarsın.
Harekete geçmek, var olanın peşinden gitmek, yada olmayanı fark edip beklemek bunların ortaya çıkmasını sağlar. O yüzden yaşadığımız duygular, olaylar bir gün sana hizmet etmeyi bekler diyoruz.
Mecazlar, hakikate uzanır.
Rabıtai latife diye bir şey vardır tasavvufta, senin için ortada ama ince olan bir şeyin kalbinde ciddi yer etmesidir.
Ve bu yer sana genişlik ve derinlik sağlar.
Hayat öğreticidir. öğreti sadece mükafatla olmaz, sınama da vardır. iyi günde herkesin iyi olması zaten beklenir gerisini biliyorsunuz. Bu yüzden temelinde içimizde ki sevgi, teslimiyet ve huzur buna dayanır.
Fakat her zaman temelde kalamayız.
Çünkü hayatın içinde bunları kaybetmeden yaşar, farklı olaylara açık ve odaklı davranmak, seni bu temelin sağlamlığına sağlamlık katmasan bile tekrar tekrar inmeni sağlar bir yere kadar Çünkü bir yerden sonra bazı şeyleri elde etmekten ziyade onunla bir bütün olarak yaşarsın ve derinleşme kaçınılmazdır.
Bu yüzden hakikatin allaha her zaman ait olduğu bir ortamda, bu hakikati taşıyanlara çekilmenin tek nedeni allahın kendisidir.
Altın dişi, sana ait olan, içinin çekildiği ve hiç bir engelin olmadığı, kolaylaştırıcı bir takım şeylerin bile olduğu ilişkinin sevgi ve huzuru getirmesi allahın güzelliğini ve sevgisini bize hatırlatma şeklidir.
Arabi bunun için "kadını sevdiğimde, allahın güzelliğini sevdim" der. o yüzden bu insanlar her insanda bir tecelli vardır, her insan hatırlatıcıdır diyor.
Kimisi hakikatin kaynağına iletirken, kimisi hakikatin dışına kayan, uzaklaştırılma yollarını gösteriyor ki bu da bize güveni tekrar hatırlatıyor.
Sen ne kadar hatırlarsan, o kadar ıslanırsın.
Burada tabii sınırı aşanlarda var.
Kadın ve erkek, tüm iyiliklerini hakikate teslim ediyor diye onları yok sayamayız. Fakat bu bir insanı işaretin kendisine dönüşmesine engel olmaz.
bu yüzden insanlar hayatında kaçınılmaz olan şeyleri yaşamak sorun değil, sorun hakikatle bağın ne derece olduğudur.
Ve bu bağı hakikat allah demiyebilirsin, o senin yolun, zaten sen hakikati anlamadan allahı da anlayamazsın.
Bana göre hakikat, allaha aittir. Ama allah hakikati ancak vesile kılmıştır. Bu yüzden kardeşlik bu hakikati anlamayanları atıyor. hakikatin derecesi engelsiz olmalı ki sonunda bulduğun, şimdiden de bulmuş olabilirsin bunu engelsiz anlayabil.
yani bazı çıraklar din konusuna uzak kaldı, hakikatin peşinden gittiler. Sen hakikat ve allahı birleştirmeye çalışma, hakikat yani doğrulukları anla, bağlantı ortaya zaten çıkar. bütünlük bu yüzden önemlidir.
Yaşadığın her şeyin bir amaca dönmesi, amacı olması iki farklı yoldur ama olay zaten budur.
Yanlış olanlar için dönüş, gidenler içinde doğal bir yapboz parçalarıdır.
İşte bu benim teslimiyetimi, güvenimi belirleyen ve duygusallaşmama sebep olan olaydır.
çünkü ben her ne seviyede olursam olayım, hakikate ne kadar toy, uzak, çarpık durursam durayım tek sığınacağım ve ümit edip bekleyeceğim yer bellidir.
Bu yerin fısıltısı ise, adanmışlıktır.
Yanlışlar, doğrular, bir dönem hassas olmak sonra bu hassas dediğin mevzuların ciddiyet ve önem barındırdığını fark edip, peşinden gitmek budur.
Beni dişilerden uzaklaştıran ve benim insanların hayatına, karakterlerine zarar vermekten alıkoyma isteğimi, fark edebildiğim kadar ne varsa onları uygulama bağımı da bu oluşturur.
seninkilerde buna göre şekillenebilir. kullan at dener, birleştirir bozar bakarsın işte babuş
blacktyler7
İnsan ilişkileri, kadın-erkek

Güç ancak yanlışlardan kurtulduğunda ortaya çıkar.
Yada yanlışlarla beraber etrafına zehir saçarsın.
Bazıları korunur. Bazıları sayende kötü hatıralar, travmalar, eşikler ve hayalkırıklığı kazanır.
Onları aşmaları gerekir, insanların yollarına saçma zorluklar çıkarma konusunda dikkatli ol kanka.
Gerçek sorumluluk yada güç onun özünü, kimliğini veya yolunu bilip ona göre davranmandır.
Fark edersin ve o an doğru hiç olmadığı kadar yakındır. Tercih yine bireysel.
buna benzer yazmıştım, sadece benzer ama sjsjsjs.
blacktyler7
Ayet değişmez, değişen sensin.
dalgalar birbirine benzer. yoğunluk bile aynı olabilir. farklı olmalarını sağlayan bu değildir.
kanka parmak izinden yola çıkarsak, parmak ol, izin farklı olur zaten.
İzini geçirmene engel yoksa, niye aynı olsun ki.
bu bizi aynı çatıya, amaca, kalbe koyar.
birer ağaç gibi düşün, hepimiz oksijen ve güneşe, suya muhtacız. bunu bize veren el, bizim ben olmamızı sağlar.
Yani kaygıya, telaşa gerek duyulmaz.
blacktyler7
doğru kendi delilidir diyen ile doğrunun referansı kendidir sözüm, her doğruya muhatap olmuş insanla beni karşılaştıracak. sadece beni değil, hepimizi.
bunu ortak havuz gibi düşünelim.
Altair'i anımsayan ezio'yu hatırlayın kankalar.
parmak, parmak izi. farklı ağaçlar, aynı fayda.
bazen yağmur ile bazen güneşin kendisiyle.
Mükaşefe, müşahedeye döner.
ne kadar hatırlarsan, o kadar varlığa sahip olursun.
bu sadece dini bir olay değil, gerçek ile insanları tanıdıkça gerçekte insanda seni bir makama götürür.
Buna allah diyoruz.
yani kardeşlik bir dine sahip mi sorusuna ancak bu söylenebilir.

blacktyler7
Altın dişinin saflığı, işaret oluşu

"Onda tecelli edeni görmeseydim, ona yönelmezdim.”

“Aşk, kalbi iki dünyadan da hafifleten şeydir. Hem mahlûka hem Hakk'a sadık olan, aslında tek sadakate bağlıdır.”

tecelli edecek kadar temiz, açık ve net. Hafifletici olacak kadar sakin, teslimiyeti bilen, insanları tanıyan ve ödün vermeyen, sakınan.
Bu tanımlarla aklınıza ne geliyor bilmiyorum, asil/soylu ve asla geri kafalı olmayan, güzelliği karşısında ağlatacak kadar bu güzelliği bütünleştirendir.
ne değerli insanlar, şöyle bir çevre olsa da normalimiz bu desek. şimdilik tekim, sorun yok babuş devam.
blacktyler7
kardeşlik nasıl doğar?

Kardeşlik sevgiden, güvenden, teslimiyetten doğar.
Bir alfa ise, acıdan doğar.
acı zamanla mutluluğa döner.

Gerçek acıya gelirsek, bunu ancak bir beta yaşar.
O yaşar, sende şahit olursun.
blacktyler7
Tasavvufta buna şöyle derler:

Yeterince temizsen, gözlerin açık demektir.
Bir dişi senin için bir tecelliye döner.
Ve sadakat her zaman hakikatin kendisine olur.
Kökü budur ve ona göre dallarda şekillenir.
bunu herkes yaşayamaz, tasavvuf bunu işlediğinde onlarda biliyordu.
blacktyler7
Altın dişi kendini neden korur?

sevgi ve sadakatin önemini anlamış her insan, kendini gereksiz risklere atmaz.
ya öyle işaretlere şahit olmalı, buna aragorn-arwen örnek olsun. yada buna emin olacağı şekilde zaman geçirmesi gerekir.
Yalnız altın dişiyle alakalı değil,bir alfayla da alakali.
iki adanmışlık, bir gerçeğe dönüşür.
biri diğerinden önde olabilir, bu ayrılığı getirmez her zaman. basit ve ucuz hikayeleri karıştırmayın kankalar.


blacktyler7
sinirli veya öfkeli değilsin, pislikler ortadaysa senin ne suçun olabilir ki kanka.
Keskin, net, ulaşılamaz olmak seninle alakalı değil, pisliğin kendisiyle alakalı.
blacktyler7
Kader, pisliklerden dolayı olanlar değil, pisliklere rağmen senin kim olduğun, olacağın ve olayları nasıl algıladığına göre işler.
blacktyler7
Bilinçli ol yada olma, kader bilinçli olacağın halinden izler taşıdığın için yardım eder.
Ve bilinçli oldukça, bu yardımları fark edip birleştirirsin.
işte kaderin ve sahibinin olayın her yerinde olduğunu sana iç dünyanda gösterdiği yer burasıdır.
Zaten biliyorsan, hep güven besleyerek ilerlersin.
blacktyler7
kankalar bende bir gelişim, doğruluk varsa bunun hayatımda en etkili olduğu dönem vazgeçişlerim ve sessizliğimdir. zaten bu ikisini yapan birinin hayatında başka düşünecek bir şeyi olamaz.
Başlık ilk dönem beni dışa dönük biri yapmıştı önceden olduğumdan hem daha fazla hemde daha doğru yol ile.
Bu dönem, tanıştığım insanlar ve tanışmak istediğim her insan benim peşinden gittiğim ve sergilemekten çekinmediğim özelliklerimden oluyordu.
Dinin tamamen yaşandığını düşünmediğim ve şeklinden önce için her zaman önemli olduğunu bilerek yine de takılmadan-sorumluluk bende değil çünkü- medrese, eğitim gruplarına gitmek olsun, dine yönelik sohbetleri her an her yerde yapıp, insanların hayatıma girme isteğini olduğunca arttırdığım, telkinlere ara sıra devam edip, bunların olacağını bilerek ve yaşadığımda daha fazla enerji mi deriz, güven mi alarak yoluma devam ediyorken dikkat çekici oluşumu bunlarla en üste çıkartıyordum. Sürekli saha da bunlara dahil.
Red edildiğim oluyordu tabii. Bazen dişinin tamamen bana teslim olmaya yakın ama süre/duygusal ve paylaşımların olmaması veya o an bunu doğru bulmamasına rağmen kendini yine de bana bıraktığı durumlar yaşıyordum. bu bırakma bazen fiziksel olarak temas, çoğunluk zihinsel bir teslimiyet ve öngörü üzerindendi çünkü bunların hepsini tetikleyecek ve sabitleştirecek şeylere sahiptim.
Bazen red ediliyor oluşum beni hiç etkilemiyordu tabii çünkü öyle anlarda öyle telkin vari hikayeler beni buluyordu ki, ben doğal olarak canımın istediğini yapıyorken -bazen kendimi yönlendirsem bile- diğerlerinin düşünmeye vaktim yoktu ve tüm bunlar bende şunun cevabını verdiriyordu: evet ben ustanın anlattığı yoldayım. eksik olabilirim, anladığım buydu ve bunlar hayata geçmeli arayışım sonuç aldıkça kendimi iyi his ediyordum. çünkü olay basit, sana öğretildiğine inandığın şey her neyse, bu işledikçe bunu yaşarsın.
bu hayatım beni sosyal olarak, içsel olarak süper götürdü. süper olan dedigim gibi sosyallik veya saha, telkinin hayatıma girme hızı, ben değildim.
O gün düşündüğüm ben'e yaklaşma olayı aslında anladığım hakikate uyumlu yaşamaktı dedigim gibi onemli olanda budur.
Sonra dönem benim içsel yolculuğum ile değişti.
O dönem mesela dini olarak kendimi kızlardan uzak tutmaya başlamıştım, bugün yaptığımın aynısı ama aynı buluş ile değil orası önemli bu yüzden.
İçsel olarak bazı şeyler bana tecrübe, farklılık getiriyordu. Ya bu benim bulamadığım bir bakış açısının açılmasıyla yada arayışım ile daha net oluyordu.
Sonra bu profilden sessiz, sükunet yoluna ve neredeyse tek bir yola devam ediyor oluşum, ama önce ki dönemi akilsal olarak eksik yönlerini görmüş olsam bile bana ait olmasını sağlayan şey, doğrunun peşinden gitmek. Doğrunun bile vazgeçilebilir olup, gelişmesi ve olgunluk ile oturaklı, dengeli olmasını bu şekilde öğrendim.
Ve sonra, sevgiyle sükuneti anladım.
Yalnız oluşumu, daha az neden konuştuğumu ve susma oruçlarına yönelmemi, fedakarlık yapacak bir şeylerin ne olduğunu anlayıp vazgeçmeye ve bu duygusal/zihinsel durumda bazen çok yoğunluk his ediyor olsam bile bunun benimle değil, gördüklerim karşısında ki tepkilerimin ve alışma süreci olarak kendimde mümkün görüp, toplumun tanımlarının da asla beni yansıtmadığını fark edişim böyle oldu.
Beni yansıtmayan bir tanım, kardeşlikte ki abileri de yansıtmamalıydı. Ve öğrendiğim her şeyi işte bu şekilde değerlendirdim. Bazen aynı şeyi farklı kelimelerle aktardım. Aynı dini, farklı veya daha derin yollardan keşfettim. Bazen işaretler yazılı değildi ve onları ortaya çıkaran o işaretlerin olabileceğini dengeli bir şekilde değerlendirmeye çalışarak oldu.
Süreç bana demir olmadığımı, paslanma gibi bir olayın beni etkilemiyeceğini gösterdiğinde ise -ki bunlar hemen hemen aynı aralıklarda oluyor, parçalar hep bütünlükle gösteriyor- Altın dişiyi düşünmeye daha net başlayıp, kendi yolculuğumda var olan dişilerle ilişkimi koparma nedenlerim, tahammülsüzlüklerim -buna herkes, kendimde dahil-, boş gördüğüm olayların, samimiyetsiz bulduğum çoğu konuşmaların neden bana böyle geldiğiyle düşünürken bunun gerekli olduğuna inanıp, yaptığım sohbetler de oldu tabi.
Fakat sonunda benim yolumun şu olduğunu, bana sevgiyi en azından hiç kullanmadığım hayatımda bu kadar gerçek olarak gösteren birinden sonra, sükunet ve hal dilim işlemi hızlanınca ortaya şu çıktı: sevgi, bağlılık ve anlaşma asla cümlelerle olmaz.
ve bağ kurabileceğim insanlara bazı yönlerim otomatik çıkıyorken, diğerlerine olan sessizliğim içimde beni daha emin kıldı.
Ve bunlar derinleşip, değişebilir bu yüzden de her zaman kadere engel olmamak, peşinden gitmek bana her şeyden çok daha kolay geliyor. Peşinden gitmek, düşünmek yada yoğunluk/hafiflik yaşamak benim parçalarım. Ben onlardan ayrı değilim, ben bir bütün olarak bunun daha büyük bir amaca hizmet etmesi için yapacağım her şeyin bana nefes almak gibi gelmesinin doğru olduğunu biliyorum.
ve bu aynı zamanda hayatın içinde çoğu duyguyu yaşamaya devam edeceğimi gösteren, mevsimler gibi benim doğruya hizmet etmek adına yetiştirildiğim bir plan gibi geliyor.
Kaygım, telaşım bu yönden olamaz bu yüzden.
Korku da dahil bu iki duygu düşünce bazen bu dünyada kendini doğru yolda sanan insanların halinden dolayı ortaya çıkıyor. Bunu da yolun parçası olarak görüyorum şuan.
Sorun yok, olursa tek sorun doğruyla aramda ki mesafedir. kesin yardım alacağıma inanamam, işaretler yada düşündüğüm şeylerin mutlak hakikat olması bana yabancıdır. bu yüzden düşündüğüm şeyler arasında seçimlerim, her ihtimalin olabileceğini bilerek doğruyu seçip peşimden gitmek olduğunu biliyorum.
her ihtimal bazı konularda olmaz elbette fakat kendime alfa dememe, kardeşlik dışında alfa görmeme ve kardeşliğin her zaman derin ve farklı olduğunu sindirdiğim dönemin olayları bunlardır.
Hayırlısı.
blacktyler7
daha önce bir kez sevgilim olmasına rağmen, sevgiyi ilk kez bu kadar net yaşadığımı ve daha önceden her ne olduysa bunların bir gölge olduğunu fark edip, sevgi yada en ters duyguların bile ancak doğruluk altında olabileceğini de bu birleşimde anladım.
buradan yola çıkıp yaşadığım her duygunun, kurduğum her yakınlık ve vazgeçtiklerim, sınırları bilip bazen kırgın bazen olacağına ümit ettiğim şeylerin hepsini doğruluk adı altına toplama, yerleştirme gayretim bu şekilde beni yönlendiriyordu fakat bu sefer daha dengeli bir biçimde hayatım değişiyordu.
başından beri bildiğim tek şey, sistem etikete bakar fakat bizim bunlarla bir işimiz yok öğretisi, bu sefer daha hayatın içinden, sıradan anlarda bile bana bunu yaşatıp, beni kendi doğrularıma iten olaylar, hayatin beni erkek olmaya zorlaması budur.
Bu söz, ustaya verilen bir cevap ve hayatın öğretici kısmını çok net aktardığını ve daha bilinçli düşünmediğim bazı olayların da etkisi farklıydı.
Tam bu esnalarda, içimde ki sevgi ve bağ kurmayı koruma ihtiyacımi işlemeye, sahip çıkıp risklerden yüz çevirdiğim dönemde kadınların ilgisi üzerimde ve konuşma fırsatlarını değerlendirmek isteyen gruptan da bu benim içinde olmak istediğim bir hikaye değil demeye önceden çok daha derin yada tecrübeyle derken, özel bir hikaye oldu.
anladım ki, sevgi dediğimiz olayın iki insan arasında zaten her ne oluyorsa içerden ortaya çıkıp fark edildiğini, bunun asla bir zorlamayla olmayacağını bir insanin hayatına tanıklık ederken buldum.
Daha önce bildiklerim, daha yaşanarak/his edilerek ve gözlerimin görüp, ayırt edeceğim durumlar halinde bana sunuluyordu ve bende buna zaten yöneliyordum hiç bir şey yapmasam bile.
Kader, içgüdüsel olarak derin olduğunu fark ettiğim şeyleri ben bilmeden karşıma çıkarıyor, beni buna şahitlik edip üstüne gitmem konusunda yani dikkatimi o pencereye vermem konusunda işaretler gönderdiğini düşünüp merakımın, o işaretin peşinden gidip, tasavvufta hal dili denilen olayı sevgide yaşıyordum.
Böylece aklımda ki eksik kalan kalp ve gerçeğin ilerleyişi birbirinden ayrı olacak bir şey değil, ben sadece birleştirecek bir şahitliğe ulaşmamıştım.
Böylece bazı konularda kalbim, aklım daha sağlamlaşıp, bana olduğun gibi devam et diyordu.
Başlık, usta ve kardeşlik yönelimlerim zaten beni var eden şey olduğu için, bu yolun ancak ustam sayesinde tamamlanacağını bilerek kendimi özel bir sınıfa koymayıp, toplumda da sıradan olmadığımı bilerek hayatımın son bir senesini işte böyle geçirdim.
Bazen çok duygusal, bazen çok keskin olduğum dönemler olmaya hala devam ediyor.
Bazen dengeli bir sosyallik ile uç bir yalnızlık benim yolumun kendisiydi ve yaşadığım her şey, yanlışlarım dışında kalan her olumlu olumsuz olaylar bana bunları kattı.
Çünkü kardeşlik dediğim olay benim ihtiyaçlarımdan ortaya çıkmayacaktı ve bunu anladığım olaylar da benim ihtiyaç adı altında olan şeyleri saha, pratik, sohbetler terk ettiğimde meydana geldi.
Ve sonra ben bunlara tekrar döndüm -saha hariç-, insanlara zaman ayırdım, hepsine olmasa bile daha uysal olanları dinleyip, yol gösteriyordum.
Hoşgörüm böylece ortaya çıktı ve bende kullanıyordum. Psikolog diyenler, doktorum diyenlerde vardı tabii. Bazıları bunu abarttığı ve sohbetin özünü kaçırdığı için saçmalıklar yapmaya başlamıştı ve gereksiz fedakarlıkları dostluk altında bana sunuyordu ve ben bu sefer Hoşgörüden ziyade sert ayrılıklar, cevaplar ve uzaklaşmalar ile devam ediyordum.
Evet daha önce dişilerle olan fiziksel olaylardan, içsel bağa yönelişim zaten bildiğim bir cevabın, yani başkasının yaşayarak bana ders verdiği olayı bizzat yaşayarak, tadarak anlamış olmamdan sonra fiziksel bağları koparışım, zihinsel yaklaşımlardan rahatsız oluşum belki abartılı olabilir ama beni içsel olarak bazı şeylere ulaştıran bir olay olduğu için okey, no problem diyip devam ediyorum. çünkü öyle keskin davranıyordum ki dişilere -yakınlık isteyen, merak edip peşimden gelen- hiç bir şüpheleri kalmıyordu.
ve böylece bakışlarımın gücüne, enerjimin etkisine git gide daha çok şahit olup, enerjimi ve bakışımı koruyup izole davranıyordum içimden geldiği gibi.
insani olarak bazen istemediğim yoğunluklarım oluyor ama şuan, çok daha hafif geliyor bazı şeyler.
yine de neyin doğru olduğunu, sabit kalıp, dengelenmesi gerektiği bitmedi.
Bazen teslimiyet doğru kaynağa aşırı olabiliyor.
Denge olmazsa, önemi yok.
Sırra sadakat diye bir muhabbet var, sırrı sezer ve devam edersin. Çünkü üstünde duracağın şey sırın içindeki ortaya çıktığında olur.
Henüz sır benim için açılmadı, kardeşlik bir emanet olarak bana verilmedi. Onlarda göreceğim doğrular da eminim daha da var. Hayırlısı bazen kararsızlık da sarabiliyor. Bazıları için teori pratiğin kendisidir. Bazıları için pratik olmadan teori bir yere kadar işler.
Bakalım babuşlar. Vuslatın gölgesi gibi şimdilik.
Kim olduğumu bilmiyorum, bunu kader gösterecektir.
Sen anlıyorsan, yardır kanka iyi kötü.
blacktyler7
Sana ait olan, seninde ait olduğun kadınla yaşayacağın ilk i sözsüz iletişim "neden" sorusudur.
ya cevabı hemen verecek kadar bilirsin yada kader sana onu göstermeye çoktan karar vermiştir ve her şey doğruluk altında gerçekleşir.
blacktyler7
Bu iki güzide insan birbirlerinin kaçınılmazlarıdır.
içsel olarak kesin öyledir. dışsal olarak hayatın belki de sadece görmeni isteyip, tekrar alacağı bir durumdur bir şey diyemem.

insanlar özellikle kadınlar, seninle tamamlanma his etmeleri gerekiyor. Bu zorlayacağın değil, varlığına izin vermen gereken bir durum.
Bir altın dişiyle olan ilişkin, hayatında böyle olucak.
bu yüzden sen uyurken, seni izleyecek. hayranlık ve teslimiyet ve kabullenişin en güzel tarafı, doğru olduğuna emin olduğun üzerindendir. İnsanin en büyük sınavı emin olduğu şeylerin ne kadar doğru olduğudur. Doğruya da emin olmana gerek kalmaz, için halleder.
Ve altın dişi de bir alfada buna en yakın olanlardır.
zorlamadan, varlığı kabul eder ayrıca.
bir alfa, altın dişi, doğrunun kendisi ve kardeşlik kaçınılmazdır.
blacktyler7
Rüşd ne kadar varsa, başlık o kadar hidayet edici.
Mecazların, hakikate götürmesi ve hakikatinde sahibini göstermesinin olayı budur.
ve elde edilmesi gereken ilim, anlam ve kullanımı saflaştıran yolun temelidir.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol