ne düşünüyorum

senden farklı olarak hissiyatlara, içgüdülerim kabak gibi gireceği bir şey yok ise katılmıyorum ki kabak gibi olduğu zaman yada ufak bir içgüdü doğduğunda durum akılla artıyor genellikle ve önüne geçemiyorum.
ister istemez içgüdülerim, alfa hislerim aklımla doğru orantılı hareket ediyor.
bunun yanlış olabilecek kısmı aklın sağ değilse, içgüdülerini boşa harcarsın ve olan yine alfaya olur ve sende kalırsın eli boş.
fazla yorum yapmayacağım ki olay sadece belirli düşünceleri birbirimiz hakkında açıp, bir aşama oluşsun yada kaydedilsin.

geçmişimden bahsettiğimde "bende öyleydim neredeyse" demiştin, ne olacağımız ile ilgili de umarım "alfa kaderini" paylaşırız.

alfa kaderi benim salladığım olaylardan, alfanın çerçeve itibariyle detaylardan yok olduğunda motivasyonları, his ettikleri ve elde ettiklerinden gelen yeteneklerin benzemesi felan gibi. üst metinde ki geçmiş hayatla ilgili yorumumuz daha iyi anlatmıştır sana kast ettiğim şeyi.

Alive, yesirawt ve azio:
Buradan Birini seçip fazlalıkları, eksiklikleri ve yanlış yaparsa nasıl yapabileceğini yazar mısınız

Edit: bugün yazamayacak olanlar nedenlerini yazmalı

Bence hacının dediği gibi Alfa meselesine çok takıyosunuz. Zaten olayların belirli çerçeveler içerisinde gelişip durduğunu görürsünüz sahada. Yaşadıkça tecrübeye sabit bir şekilde gereken cevapları verir/kilitleri bir bir açarsınız. Bir alfa'mıyım bilmiyorum. Bildiğim tek şey 3 sene önce başlıkla karşılaştıktan sonra bilincimin ve sorumluluklarımın üzerime yüklenmesiydi. Yani başlıktan önce gübreydim. Sizde nasıl bilmiyorum, ama hayatımın ilerleyişi üzerime zorbalıkla dayatmalarla sorumluluk ve işkencelerle geçti amk. Yaşadığım hayatta tercih edipte ben bunu tercih ettim bedelini ödedim yok. Başkaları tercih etti/doğaçlama gelişti işime geldi rüzgari arkama aldım ilerledim var. Bence bir alfa olmaktan daha da önce yaşam şartlarını, mesleğini, bireysel sorgulamalarını, gereklilikleri sorgulamak lazım. Akışkan düşüncelerle hisslerle karın doymuyor/doyurulmuyor. Hayatın gerekliliklerini kavrayıp, mesleğini severek icra edip, haddi aşmadan makul bir yaşam hedeflenirse gerisi kolaylıkla geliyor. E abi çekip çevirebilmelisiniz. bu olmadıktan sonra sıfırız yani alfa da olsak omega da olsak. Kardeşlik saf bir oluşum. Bizler resmi çırak değiliz. Yine diyorum kardeşlik aramıyorum. Aramayacağım da yaşım geçti, alamayacağım sorumluluğu yüklenemem. Fayda alır/veririm biter. Kendiniz içinde düşünün bunu. size kalmış ama hayatınız sizin hayatınız. bilmediğim şeyler hakkında konuşamam bu arada, sizinle sadece aynı öğretiyi paylaştık, hayatı yada bilinçaltını değil. sallamasyon olur xd

Sonuçta bir kadına hadd bildirmek, alfayım naralarıyla gezmekde alfaya has bir özelliktir. Ben dilediğime dilediğim gibi -incitmeden/kişisel alanına tecavüz etmeden- davranırım. Alanım şahsıma özeldir, kimseyi de almam. Böyle büyüdüm. Arkadaş da aramıyorum. E dicenizki yaram niye burdasın, dediğim gibi fayda almak/fayda vermek. he bide magazin güzel oluyor amk ehehheh ama sizle yapınca güzel oluyor

dene şansını, Allah yardımcın olsun.

olayın yaşla ve başla alakası sadece ilerlerken ve kardeşlikte sana nasıl hitap edileceği ile ilgili önemi vardır varsa.
bunun dışında kardeşlik hiç bir zaman yaş sınırı koymadı. kendi avutman. ama yine de öyle his ediyorsan öyle yap kanka ben senin özünü seviyorum ama bu lafları eden seni değil.

bu durumu direkt kardeşlik için motive kaynağı olarak da kullanabilirdin.

Kardeşlik benim için bilinmeyen bir yer. yaşım aldı başını gidiyor ve hayata dair atılımlar yapmam gerekiyor. alınmıyorum zaten çıkarımlarımdan yola çıkıp yazıyorum. Ama kendimi orası için parçalarsam bu sefer sahada parça parça olacağım. yaşımla olan alakası ayıramayacağım zamanla ilgili.

aslında kardeşlike zaman ayırmak için yapman gereken şey ne olabilir de elinden gelmiyor ki?

"daima en güçlü-sadık-zeki olanlar seçilecektir"

bilsem konuşurdum içeriyi. bilmiyorum. bu şartları da karşılamıyorum zaten bu bile cevap sunulabilir

bu şartlarda karşılamıyorsun da, karşılamak içinde ne yapıyorsun.
içeriyi sormadım ayrıca, diyorum ki: kriter belli. ona sadık kal ve tefekkür mod on yap.

neyse fire devam edeceğim pdf'i incelemeye. sabah iş var. uykum da geldi. bana beta demişsin, yarım bıraktığın işi bitiriyom moruk, amk. @anlatpanpadinliyos'un yorumları dikkatimi çekti, parlıyor resmen.

edit: araftayım lan ben o zaman. hayattan keyif alamıyorum yazanlar vardı ya aslında o keyif bildiğin gerçekliğin getirdiği bir olgunlukmuş. aynı durum bende de var ve seviyorum bu duygu-zihinsel durumumu. bazen de hiç yokmuş gibi oluyorum. eğleniyorum.

edit2: adam hanny yazmış, güldüm. aklıma link geldi. çilekli linkler ne güzel olur du ya of muhteşem giderdi. sonra bozdular. öğreti atıkları gibi.

nerden bildin lan. tam olarakta bunu söyleyecektim yine.

Bence sadece zann'a kapılıyosun. bişeyler anlatıyosun ama sadece kendini inandırdığın için sanki. bak bende zann ettim. yaptığnının ne kadar mantıklı olduğunu sanıosun. merak ettim. sorun değil sadece soruyorum niye diye. cevap verip vermemek senin elinde tabii xd.

umudunu kırmak istemiyorum. sana kötü hissettirmek istemiyorum. beni buna zorlama. geç dalganı kapat konuyu aq xd

"...ve ben nasıl düşünüyorsam, önemli olan odur."

öncelikle fire ile başlıyorum.

fire, benden daha çok düşünüyor başlık hakkında ve bunun getirisi olarak geçmişte yada şuan da çıkardığı bilgileri sunup farklı konulara değinebiliyor. bu konuda benden daha önde olduğunu düşünüyorum.
ve asla bir beta olmadığını, ama her an da yanlış anlaşma yüzünden haksız yere birine beta diyebileceğini düşünüyorum.
bunun lehine olan durumu keskin olması, fakat keskinliği kontrol ettiği kriterler -olaylar hakkında ki insanların üzerinden edindiği bilgileri eleme yada sonuç çıkarması kriterdir- tutmadığında, birine asla çekinmeden beta diyebilecek bir arkadaş.
asla hata yapmayacağını değil de, asla pes etmeyeceğini düşünüp, buna kendini inandırmış ve kendini pes etmemeye böylelikle uzun vadede programlayan ve başarısızlıklarının bu programlamalar için önemli olmadığını, önemli olanlarında altından kalkabileceğine inanıyor diye düşünüyorum.
fakat altından kalkabileceğine inanman, altından kalktığın anlamına gelmez kısmen.
insanların zaaflarını gören, bunları zorunda kalmadıkça kullanmayan ve bu kontrol edebilmenin açı olmayan bir arkadaş olduğu ve,
cüretkar olmasının alfanın getirisi olarak "her şeyden şüphe edebilirsin, her şeyi sorgulayabilirsin" assasins creed temalı bir özellik olarak görüyorum ve aslında cüretkarlıktan ziyade, normal bir davranış.
yakışıklı birinin yakışıklıyım demesi gibi.
bu durum çevrede sessizlik oluşmasını sağlıyor hata/yanlış tercihler yapmış insanlar içinde.
ürküyorlar, ne yapacaklarını bilemiyorlar kısmen. girmektense, girmemeyi daha kolay görüp uyguluyorlar.
bu durum bile test oluyor insanlara.
he bu arkadaşın emeğinin karşılığı olarak verilmiş bir alfa özelliği olarak görüyorum.

mesela ben çok keskin davranmam, bu durumu hayatımda güzelce sindirebilmek adına kendimi geri tutarım.
hemen hüküm vermektense daha çok şahit olmak isterim hüküm vermek istediğim konuya ve bu yüzden suistimal edilmeye, kandırılmaya müsait oluyorum. bahaneleri gerçeklikten ayırabiliyorum ama aralarında ki kararı net bir şekilde verip, karşımdaki insana genellikle "korkak, cesaretsiz, bahanelerin arkasına sığınan bir insansın" demekten yada ona öyle davranmaktan geri duruyorum.

buraya kadar okuduysan, şu başlık altında konseptin ne olduğunu anladın zaten. he elzem değil, öyle keyif işi. biraz da ustanın birbiriniz hakkında ne düşünüyorsunuz tarzında başlık açması gibi de değerlendirilebilir çünkü bağlantılı.