"@4373: esprilerinde cinselliğe değinebilirsin...
ve sürekli kendini dişilerin seks yapmak istediği bir seks makinesi olarak düşünürsen, beynin, beden
dilini buna göre ayarlayacaktır.
bu tüyo da her yerde olmaz yarram." -sensei
Kızların bana hep ilgi duyduğunu, beni kestiğini, benimle sohbet etmek için fırsat kolladıklarını bildiğim için genelde önümden kız geçecekse içsel bir rahatsızlık his ettiğim an başka yöne dönerim ki o da bunu gayet iyi anlar. Ki bu yüzden bazı durumlarda karakter değiştirme yaşadığım için daha sosyal ve çok cana yakın, tatlı biri olarak ise onlar cesaretlenirler. fakat bir an gelir ve tüm cesaretleri alt üst olur ki gün içinde yaptığım her şeyde sadece istediğim şeye baktığımı yada öylesine baktığımı ayırt edebilecek durumda olurlar zorunlu çevremde ve ben istediğime bakabilmeyi ve bunu gayet net gösterebiliyorken istediğim dişiyle aramda özel bir bağ, çekim oluşuyor. istediğim her dişi diyorum, kezbanlar ve itici olanlar hariç.
Ve bu sayede bir kızın gözünün içine baktığımda gayet net bir şekilde o ve çevresi benim ona baktığımı, onu istediğimi anlarlar. Onun beni istediğini bilerek bakışlarım ayarlanır. Bunların hiç birini düşünmem ve ortak havuz dediğimiz o alfa çizgisi hep işler. insanların garipsediği ve farklı olduğumu anlayacakları bir karakterim var. Yaptığım iş, iş arasında ki ve iş esnasında ki enerjim muhakkak kendini belli eder ve eğer yorgunsam, duygusal yoğunluğumun tek olmak, kırgın ve insanların kötülüklerine karşı kendime daha iyisini yakıştırdığım şeyleri düşündüğüm bir evrede genelde insanların benim hoşuma gidecek güzellikte ve seviyede ki kızlar dışında kalanlar bile fark edebiliyor çünkü ben gayet gizemli ve aynı zamanda his edilebilen, his edilenlerin arkasında boş şeylerin olmayacağını yine alfamin sayesinde insanlara benimsetmiş biri olarak asla kendimden ödün veremem. Alfam buna izin vermiyor.
Tabii ki şöyle bir sonuçla karşılıyorum: "bu çocuk neyi düşünüyor acaba?" Bunun arkasına salak saçma durumları koyanlar olur genelde ama ben tek bir şeyi düşünürüm ve eğer duygusallaştıysam ise bu tüm yaşananların içimde duygusal olarak en doğruları ve en olamaz dediğim olaular ile sığınmak için her seferinde gittiğim, her an o kapıda beklediğim ama bu sefer daha farklı olarak güçlü ama çaresiz bir haldeyimdir. Çareyi ise yine kendimde ki farklı yapılarda bulur ve yapıları olabildiğince sömürür ve sonra o kapıya yaslanıp zamanın dolmasını beklerim her şekilde. Zaman kısa ve tadını çıkarabileceğin şeylerden tadını çıkar ve bunu önemse çünkü o tatların içinde seni insan yapan, seni yükselten durgunluk da ayrı bir lezzettir fakat o lezzeti daha sonra anlarsın. O geçiş işlemi bittiğinde fark edersin ki bu da zaten geçiş işlemindeyken yaşadığın şeye verdiğin odağından, vermen gereken konsantrasyonun olması gerektiğindendir. Bunun sonucunda ise hayat sana her seferinde güzel ve güzel olmayan durumlarını daha çok yeşertmeni sağlayıp bir ormana döndürmen için fırsat verir. Kader seni işte bu şekilde erkek olmaya zorlar. ama herkes zorlanabilir de değildir aynı zamanda. bunlar iflah olmaz, yolu taşlarla tıkanmış ve sırat köprüsünde ancak bir yere kadar gelebilecek olanlardır. Bir yerden doğru adım atmış olsalar bile elleriyle doğruyu bozacaklar ve asla tamam budur denilmeyecek.
Bu gerek insan zihninin gerekse kişinin olayları abartması yada önem vereceği şeyleri idrak edemediğinden kaynaklıdır. Edemiyor çünkü önem vermiyor. Biz dileyeni, dilediği yola ulaştırabiliriz der kitap ve bu ulaştırma göreceli olsa bile genelde maneviyat kısmında hep doğru işler. Sen bir gün bu doğruyu fark edersin ve yanlış tarafa kodlandıysan tam tersi yöne kaçmak için sana bir şans verilmiştir ve bu da tamamen senin çabanla olduğu söylenemez. Taşkınlık, hakir görmek. Tamamlanmana engel olan şeyler muhtemelen.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?