soru cevap 3

blacktyler7
daha önce bir kez sevgilim olmasına rağmen, sevgiyi ilk kez bu kadar net yaşadığımı ve daha önceden her ne olduysa bunların bir gölge olduğunu fark edip, sevgi yada en ters duyguların bile ancak doğruluk altında olabileceğini de bu birleşimde anladım.
buradan yola çıkıp yaşadığım her duygunun, kurduğum her yakınlık ve vazgeçtiklerim, sınırları bilip bazen kırgın bazen olacağına ümit ettiğim şeylerin hepsini doğruluk adı altına toplama, yerleştirme gayretim bu şekilde beni yönlendiriyordu fakat bu sefer daha dengeli bir biçimde hayatım değişiyordu.
başından beri bildiğim tek şey, sistem etikete bakar fakat bizim bunlarla bir işimiz yok öğretisi, bu sefer daha hayatın içinden, sıradan anlarda bile bana bunu yaşatıp, beni kendi doğrularıma iten olaylar, hayatin beni erkek olmaya zorlaması budur.
Bu söz, ustaya verilen bir cevap ve hayatın öğretici kısmını çok net aktardığını ve daha bilinçli düşünmediğim bazı olayların da etkisi farklıydı.
Tam bu esnalarda, içimde ki sevgi ve bağ kurmayı koruma ihtiyacımi işlemeye, sahip çıkıp risklerden yüz çevirdiğim dönemde kadınların ilgisi üzerimde ve konuşma fırsatlarını değerlendirmek isteyen gruptan da bu benim içinde olmak istediğim bir hikaye değil demeye önceden çok daha derin yada tecrübeyle derken, özel bir hikaye oldu.
anladım ki, sevgi dediğimiz olayın iki insan arasında zaten her ne oluyorsa içerden ortaya çıkıp fark edildiğini, bunun asla bir zorlamayla olmayacağını bir insanin hayatına tanıklık ederken buldum.
Daha önce bildiklerim, daha yaşanarak/his edilerek ve gözlerimin görüp, ayırt edeceğim durumlar halinde bana sunuluyordu ve bende buna zaten yöneliyordum hiç bir şey yapmasam bile.
Kader, içgüdüsel olarak derin olduğunu fark ettiğim şeyleri ben bilmeden karşıma çıkarıyor, beni buna şahitlik edip üstüne gitmem konusunda yani dikkatimi o pencereye vermem konusunda işaretler gönderdiğini düşünüp merakımın, o işaretin peşinden gidip, tasavvufta hal dili denilen olayı sevgide yaşıyordum.
Böylece aklımda ki eksik kalan kalp ve gerçeğin ilerleyişi birbirinden ayrı olacak bir şey değil, ben sadece birleştirecek bir şahitliğe ulaşmamıştım.
Böylece bazı konularda kalbim, aklım daha sağlamlaşıp, bana olduğun gibi devam et diyordu.
Başlık, usta ve kardeşlik yönelimlerim zaten beni var eden şey olduğu için, bu yolun ancak ustam sayesinde tamamlanacağını bilerek kendimi özel bir sınıfa koymayıp, toplumda da sıradan olmadığımı bilerek hayatımın son bir senesini işte böyle geçirdim.
Bazen çok duygusal, bazen çok keskin olduğum dönemler olmaya hala devam ediyor.
Bazen dengeli bir sosyallik ile uç bir yalnızlık benim yolumun kendisiydi ve yaşadığım her şey, yanlışlarım dışında kalan her olumlu olumsuz olaylar bana bunları kattı.
Çünkü kardeşlik dediğim olay benim ihtiyaçlarımdan ortaya çıkmayacaktı ve bunu anladığım olaylar da benim ihtiyaç adı altında olan şeyleri saha, pratik, sohbetler terk ettiğimde meydana geldi.
Ve sonra ben bunlara tekrar döndüm -saha hariç-, insanlara zaman ayırdım, hepsine olmasa bile daha uysal olanları dinleyip, yol gösteriyordum.
Hoşgörüm böylece ortaya çıktı ve bende kullanıyordum. Psikolog diyenler, doktorum diyenlerde vardı tabii. Bazıları bunu abarttığı ve sohbetin özünü kaçırdığı için saçmalıklar yapmaya başlamıştı ve gereksiz fedakarlıkları dostluk altında bana sunuyordu ve ben bu sefer Hoşgörüden ziyade sert ayrılıklar, cevaplar ve uzaklaşmalar ile devam ediyordum.
Evet daha önce dişilerle olan fiziksel olaylardan, içsel bağa yönelişim zaten bildiğim bir cevabın, yani başkasının yaşayarak bana ders verdiği olayı bizzat yaşayarak, tadarak anlamış olmamdan sonra fiziksel bağları koparışım, zihinsel yaklaşımlardan rahatsız oluşum belki abartılı olabilir ama beni içsel olarak bazı şeylere ulaştıran bir olay olduğu için okey, no problem diyip devam ediyorum. çünkü öyle keskin davranıyordum ki dişilere -yakınlık isteyen, merak edip peşimden gelen- hiç bir şüpheleri kalmıyordu.
ve böylece bakışlarımın gücüne, enerjimin etkisine git gide daha çok şahit olup, enerjimi ve bakışımı koruyup izole davranıyordum içimden geldiği gibi.
insani olarak bazen istemediğim yoğunluklarım oluyor ama şuan, çok daha hafif geliyor bazı şeyler.
yine de neyin doğru olduğunu, sabit kalıp, dengelenmesi gerektiği bitmedi.
Bazen teslimiyet doğru kaynağa aşırı olabiliyor.
Denge olmazsa, önemi yok.
Sırra sadakat diye bir muhabbet var, sırrı sezer ve devam edersin. Çünkü üstünde duracağın şey sırın içindeki ortaya çıktığında olur.
Henüz sır benim için açılmadı, kardeşlik bir emanet olarak bana verilmedi. Onlarda göreceğim doğrular da eminim daha da var. Hayırlısı bazen kararsızlık da sarabiliyor. Bazıları için teori pratiğin kendisidir. Bazıları için pratik olmadan teori bir yere kadar işler.
Bakalım babuşlar. Vuslatın gölgesi gibi şimdilik.
Kim olduğumu bilmiyorum, bunu kader gösterecektir.
Sen anlıyorsan, yardır kanka iyi kötü.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol