Porno izleyen varsa aramızda kesinlikle bırakın dostlarım çok zararlı ve beyni küçültüyor
yararlı bilgiler
başlık: kelimelerin doğru/yanlış kullanımı...
hazırlayan: yesirawt
"halk arasında yanlış kullanılan kelimelere ne denir?
galat-ı meşhur, sözcük veya deyimlerin yaygın olarak yanlış bir biçimde kullanılması sonucu, doğrusunun yerini alması durumudur. "herkesin doğru bildiği yanlış" denebilir.
merdümgiriz:toplumdan kaçan, insanlar arasına karışmaktan çekinen (kimse).
bu kelimeyi şöyle kullanabiliriz: ben o aralar yalnız birisiydim demek yerine "ben o aralar çok merdümgiriz birisydim".
tecessüs: nedir kısaca özet?
bir kimsenin öğrenilmesini istemediği özel durumunu merak etme, araştırıp soruşturma anlamında ahlâk terimi. sözlükte “araştırmak, dikkatle bakmak” anlamındaki cess kökünden türeyen tecessüs “gözetlemek, bir haberi araştırmak, iyice öğrenmek” demektir.
örnek:"betaların hepsi tecessüs hepsi!"diye kullanabiliriz.
" tabii ve tabi kelimesi arasındaki farklar anlamları ne?"
tabii genelde bağlı ya da ilişkili anlamında kullanılır. eğer tabii olarak kullanılırsa bunun tdk sözlükteki anlamı da doğada olan, olağan, saf, doğal, katıksız ya da doğal olarak anlamlarına gelir.
mesela: bu okuduğum yazılar fazla doğal,saf demek yerine
örnek:bu öğreti bana tabii gözüktü.
tabi:genellikle birisine boyun eğen,ona boyun eğen,itaatkar olan anlamına gelir.
günlük hayatta birisi bizden birşey istediğinde "tabi ki alabilirsin" demekte insanlar
fakat anlamı çok farklı yani biz bir nevi karşımızdaki kişiye sana itaat ediyoruz demekteyiz.
örnek:bizler allaha boyun eğdik demek yerine "bizler allaha tabi olduk" diyebiliriz.
tabii ve tabi birbirine fazla benziyor evet fakat anlamlarını karıştırmamalıyız fazla bir "i" harfi bile kelimenin anlamını değiştiriyor.
hemdem: olunan kişi ile aynı zamanda yaşamak, aynı nefesi almak, bir can olmak anlamına gelmektedir. hemdem kelimesi hemdem olmak şeklinde kullanılmaktadır. hemdem olmak çok yakın olunduğunu, sıkı bir dostluğun var olduğunu ve güçlü bir bağ ve muhabbet olduğunu ifade etmek için kullanılmaktadır.
örnek:ben ahmet ile çok hemdemiz sohbetimiz çok iyi."
hazırlayan: yesirawt
"halk arasında yanlış kullanılan kelimelere ne denir?
galat-ı meşhur, sözcük veya deyimlerin yaygın olarak yanlış bir biçimde kullanılması sonucu, doğrusunun yerini alması durumudur. "herkesin doğru bildiği yanlış" denebilir.
merdümgiriz:toplumdan kaçan, insanlar arasına karışmaktan çekinen (kimse).
bu kelimeyi şöyle kullanabiliriz: ben o aralar yalnız birisiydim demek yerine "ben o aralar çok merdümgiriz birisydim".
tecessüs: nedir kısaca özet?
bir kimsenin öğrenilmesini istemediği özel durumunu merak etme, araştırıp soruşturma anlamında ahlâk terimi. sözlükte “araştırmak, dikkatle bakmak” anlamındaki cess kökünden türeyen tecessüs “gözetlemek, bir haberi araştırmak, iyice öğrenmek” demektir.
örnek:"betaların hepsi tecessüs hepsi!"diye kullanabiliriz.
" tabii ve tabi kelimesi arasındaki farklar anlamları ne?"
tabii genelde bağlı ya da ilişkili anlamında kullanılır. eğer tabii olarak kullanılırsa bunun tdk sözlükteki anlamı da doğada olan, olağan, saf, doğal, katıksız ya da doğal olarak anlamlarına gelir.
mesela: bu okuduğum yazılar fazla doğal,saf demek yerine
örnek:bu öğreti bana tabii gözüktü.
tabi:genellikle birisine boyun eğen,ona boyun eğen,itaatkar olan anlamına gelir.
günlük hayatta birisi bizden birşey istediğinde "tabi ki alabilirsin" demekte insanlar
fakat anlamı çok farklı yani biz bir nevi karşımızdaki kişiye sana itaat ediyoruz demekteyiz.
örnek:bizler allaha boyun eğdik demek yerine "bizler allaha tabi olduk" diyebiliriz.
tabii ve tabi birbirine fazla benziyor evet fakat anlamlarını karıştırmamalıyız fazla bir "i" harfi bile kelimenin anlamını değiştiriyor.
hemdem: olunan kişi ile aynı zamanda yaşamak, aynı nefesi almak, bir can olmak anlamına gelmektedir. hemdem kelimesi hemdem olmak şeklinde kullanılmaktadır. hemdem olmak çok yakın olunduğunu, sıkı bir dostluğun var olduğunu ve güçlü bir bağ ve muhabbet olduğunu ifade etmek için kullanılmaktadır.
örnek:ben ahmet ile çok hemdemiz sohbetimiz çok iyi."
beyler bu arada ilginç gelecek ama açlık da dopamin reseptör miktarını arttırıyor : "buraya link gelecek" bu da orucun mantalitesini anlatiyor aslında. oruç esnasında hayatta haz verici çoğu şey yasaklanmıştır. yemek yemek, su içmek, cinsel ilişki yapmak vs. böylece 1 ay oruçtan sonra dopamin reseptör miktarınız maksimuma ulaşır ve hayatınıza bir denge gelir. tabii ramazandan sonra ***unu çıkarmazsanız.
sürprizlerle bilgi: kalp hastalığına yakalanan insanlara dair ortak bir çalışma olmuş...
Ve bu dikkat çekici çalışma sonunda "tip a" ve "tip b" ortaya çıkmış.
Tip a: hırslı, saldırgan, galeyana gelen, çok düşünen gibi özellikleri var.
Doktor şunu demişti tip a hakkinda:
Hastalarda aşırı rekabet güdüsü, saldırganlık ve sabırsızlık, acelecilik gibi karmaşık kişilik özellikleri var.
Bu ozellikleri sergileyen kişiler, kendileriyle, başkalarıyla, zamanla ve bazen hayatla, şartlarla bitmek bilmeyen ve çoğu zamanda sonuçsuz kalan bir mücadele içinde gibi görünüyorlar..." diyor.
Tip b ise tam tersi... kendilerinde bu özellikler olsa bile onlar bu güdülerini fevri olmakla kullanmayıp, kendilerini eminliliğe veriyorlar. Bunu karakteri sağlıyor. Karakteri onu koruyor yani.
Kimse onu kışkırtamıyor ve kızdırmıyor.
Ve bu dikkat çekici çalışma sonunda "tip a" ve "tip b" ortaya çıkmış.
Tip a: hırslı, saldırgan, galeyana gelen, çok düşünen gibi özellikleri var.
Doktor şunu demişti tip a hakkinda:
Hastalarda aşırı rekabet güdüsü, saldırganlık ve sabırsızlık, acelecilik gibi karmaşık kişilik özellikleri var.
Bu ozellikleri sergileyen kişiler, kendileriyle, başkalarıyla, zamanla ve bazen hayatla, şartlarla bitmek bilmeyen ve çoğu zamanda sonuçsuz kalan bir mücadele içinde gibi görünüyorlar..." diyor.
Tip b ise tam tersi... kendilerinde bu özellikler olsa bile onlar bu güdülerini fevri olmakla kullanmayıp, kendilerini eminliliğe veriyorlar. Bunu karakteri sağlıyor. Karakteri onu koruyor yani.
Kimse onu kışkırtamıyor ve kızdırmıyor.
No pain no gain! ) Hazırlayan:Yesirawt (
NOT: Yazı İnci Sözlük'ten 351986 nickli yazara aittir. Türkiye'de bu konuyu detaylı bir şekilde ele alan ve bireysel deneyimlere yer veren ilk yazılardan birisi olduğu için yazıyı, konu dışı bölümleri kırparak forumda paylaşmayı uygun gördük.
////////
dopamin hormonunu biraz inceleyelim.
- Dopamin hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır, hayattaki çoğu aktivitede dopamin can yoldaşımızdır.
- Su içerken bile salgılanır, bi insan zevk aldığı bütün aktiviteleri yaparken dopamin salgılar.
- Dopamin konsantrasyonu ve motivasyonu sağlayan hormondur. O yüzden sevdiğiniz işleri yaparken daha konstantre ve motive bi şekilde yaparsiniz.
- Aşırı miktarda dopamin baş dönmesi ve sersemleme yapar. Aynı ilk uyuşturucu kullandığınızda, ilk otu çektiğinizde, ilk sigarayi içtiğinizde ve çok 31 çektiğinizde olduğu gibi.
- Sigara içmek ve 31 gibi aktiviteler dopamin salgısını arttırır.
- Dopamin eksikliği anksiyete, depresyon gibi ruhsal bozuklukların nedeni olarak görülür. Bu nedenle en etkili antidepresanlar dopamini arttirma mantalitesi üzerine kurulmuştur.
- Dopamini eksik olan bireyler hayattan haz alamayan insanlardır.
- Ek olaraktan, su içmek, yemek yemek gibi aktiviteler dopamini arttırır ama dopamini en çok kökleyen şeyler 31, sigara, ot, çöp, nargile vs. dir.
Ayrıca beyler birkaç ek daha;
Dopamin = Analitik zeka demektir, sayısal zekası yüksek olan insanlar dopamince baskın insanlardır. Doktor ve mühendislerin dopamince baskın insanlar oldukları, duygusal yönleri yerine analitik ve gerçekçi yönlerinin ağır bastığı bilinir. Dopamin = Hırs ve başarıdır.
Bunun tersi dopamin eksikliği ise biraz depresifliktir beyler... Fakat dopamini eksik olanların biraz daha yaratıcı, hayattaki şeylerden zevk alamadıkları ve hayattan biraz kopuk ve izole oldukları için kendileriyle başbaşa kalmayı seven, sezgisel yönden gelişmiş, yani biraz loser yaşayan fakat iç dünyasında ve zevklerinde büyüyen adamlar oldukları gösterilmiştir. Fakat sosyal yönden baskın olanlar, sözünü geçirenler, otorite olanlar dopamince baskın olanlardır. Dopamini eksik olanlar bir nevi Halil Sezai'dir.
"Dopamin Reseptörleri"
Şimdi nedir bu dopamin reseptörleri ve mekanizması nedir onu anlatacağım. Beyler beyinde zevk veren her aktivitede dopamin salgılandığını söylemiştik. Beyinde günün belli saatlerinde az veya çok herzaman belli miktarda dopamin bulunur. Sigara içince dopamin tavan yapar, 31 çekince tavan yapar, sevdiğiniz filmi izleyince artar, susayıp su içince artar, pes oynarken artar. O yüzden sevdiginiz filmleri daha motive ve konstantre izlersiniz, pes oynarken ekrana kilitlenirsiniz. O yüzden aylarca içmedikten sonra biricik sigaranizi köklediğinizde kafanız bi döner, sersemlersiniz.(fazla dopaminin sersemlik ve başdönmesi yaptığını söylemiştik dimi beyler)
Peki bu dopamin reseptörleri ne ola ki? Beyler bu dopamin reseptörleri, dopaminle bağ kurup, beyin sinyali üreten arkadaşlardır. Dopaminlerin bağlandığı yerlerdir. İnsan beyninde bir dopamin bir de bu dopaminin reseptörü bulunur ki bu 2 arkadaş birleşip sinyal üretince asıl zevk ve haz o anda gerçekleşir. Beyler beyinde günün belli saatlerinde ne kadar dopamin varsa belli miktarda da dopamin reseptörü bulunur.
.
.
"Beyinde ne kadar fazla dopamin reseptörü varsa, beyin varolan dopaminden o kadar fazla yararlanır."
Ama bu cümleyi açmak ve sindirmek, iyice anlamak gerekiyor beyler. Şimdi beyindeki dopamin ve reseptörü arasındaki ilişkiden bahsedeceğim beyler.
1. Beyinde dopamin ne kadar azsa, beyin o kadar fazla dopamin reseptörü üretir. Fakat bu kısa süreli, saatlik bişey değildir, haftalar ve aylar alan bir süreçtir. Beyinde dopamin azaldıkça, beyin var olan dopamini daha iyi değerlendirmek için sürekli reseptör üretir.
2. Bunun tam tersi olarak, eğer beyinde çok fazla miktarda dopamin var ise, beyin nasıl olsa dopamin bol diye, varolan reseptörlerini yok etmeye başlar. Beyne göre bolca varolan dopaminden faydalanmak için az sayıda reseptör yeterlidir, kıtlık değil bolluk zamanıdır.
Yani beyindeki dopamin ile dopamin reseptörü sayısı ters orantılıdır. Dopamininiz çok ise reseptörünüz azdır, dopamininiz az ise reseptörünüz çoktur. Yani beyler dopamin reseptörünüz fazla ise, beyniniz sigara ve 31 gibi şeylerle sikilip atılmamışsa, reseptörlerinizin amına koyulmamışsa, hayattan zevk almak için daha fazla imkanınız olur demektir bu. Gözlerinizin içi güler, sosyal iletişimden, kızlarla konuşmaktan daha çok zevk alırsınız, çünkü zaten beyniniz azıcık dopamin salgılasa, onu alıp beyninizde haz duygusunu tetikleyecek birsürü reseptörünüz vardır. Dopamin reseptörü fazla olan insanların sosyal, kültürel ve bilimsel potansiyelleri yükselir...
Beyler bu yazıyı iyi okuyun derim, beni daha iyi anlarsınız: "Buraya link gelecek"
"Dr. Martinez and colleagues found that increased social status and increased social support correlated with the density of dopamine D2/D3 receptors in the striatum, a region of the brain that plays a central role in reward and motivation, where dopamine plays a critical role in both of these behavioral processes. The researchers looked at social status and social support in normal healthy volunteers who were scanned using positron emission tomography (PET), a technology that allowed them to image dopamine type 2 receptors in the brain. This data suggests that people who achieve greater social status are more likely to be able to experience life as rewarding and stimulating because they have more targets for dopamine to act upon within the striatum. Dr. Martinez explains their findings: "We showed that low levels of dopamine receptors were associated with low social status and that high levels of dopamine receptors were associated with higher social status. The same type of association was seen with the volunteer's reports of social support they experience from their friends, family, or significant other."
"We showed that low levels of dopamine receptors were associated with low social status and that high levels of dopamine receptors were associated with higher social status. the same type of association was seen with the volunteer's reports of social support they experience from their friends, family, or significant other."
Beyler şu yazdıklarımı azıcık okuyan adam bile asıl olayın dopamin miktarı olmadığını anlamıştır. Asıl olay anlattiğim gibi "dopamin reseptörü" miktarıdır. Dopamin reseptörü miktarınız hayattaki kalitenizi ve yerinizi belirler. O yüzden hayatınızı kökünden değiştirecek şey diye başlık açtım ve sazan.avi olmadığını üstüne basa basa söyledim.
cinsel ilişki de dopamini arttırır fakat seksin mekanizması biraz farklı. 31, sigara gibi şeyler sadece haz için, fakat sekste beynin sosyalleşme ve arkadaşlık alanlarını tetikleyen bölgeler de bolca çalışır. 31 asosyal etirir beynin ağmına koyar.
Beyler bu arada ilginç gelecek ama açlık da dopamin reseptör miktarını arttırıyor : "Buraya link gelecek" Bu da orucun mantalitesini anlatiyor aslında. Oruç esnasında hayatta haz verici çoğu şey yasaklanmıştır. Yemek yemek, su içmek, cinsel ilişki yapmak vs. Böylece 1 ay oruçtan sonra dopamin reseptör miktarınız maksimuma ulaşır ve hayatınıza bir denge gelir. Tabii ramazandan sonra ***unu çıkarmazsanız.
Bu arada, beyninizi yıllarca esrar, eroin, sigara ve 31 ile sikerseniz, reseptörleriniz ilelebet geri gelmeyebilir. Dikkatli olmakta fayda var.
Beyler hayatında belli hobileri olan, pes oynayan, bilardo oynayan, hayatın kendisini haz mekanizması olarak gören, ayda maksimum 2-3 kere 31 çeken, sigara kullanmayan insanlara lafım yok. Çünkü onlar zaten dopamin reseptörü olarak zengin durumdalar.
Şimdi kendim ne yaptım onu anlatıcam. Beyler bunun için malesef sihirli bi yöntem yok, keşke olsaydı. Hikayenin başında ne dedim, azim ve kararlılık önemli demiştim, no pain no gain demiştim.
NOT: Yazı İnci Sözlük'ten 351986 nickli yazara aittir. Türkiye'de bu konuyu detaylı bir şekilde ele alan ve bireysel deneyimlere yer veren ilk yazılardan birisi olduğu için yazıyı, konu dışı bölümleri kırparak forumda paylaşmayı uygun gördük.
////////
dopamin hormonunu biraz inceleyelim.
- Dopamin hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır, hayattaki çoğu aktivitede dopamin can yoldaşımızdır.
- Su içerken bile salgılanır, bi insan zevk aldığı bütün aktiviteleri yaparken dopamin salgılar.
- Dopamin konsantrasyonu ve motivasyonu sağlayan hormondur. O yüzden sevdiğiniz işleri yaparken daha konstantre ve motive bi şekilde yaparsiniz.
- Aşırı miktarda dopamin baş dönmesi ve sersemleme yapar. Aynı ilk uyuşturucu kullandığınızda, ilk otu çektiğinizde, ilk sigarayi içtiğinizde ve çok 31 çektiğinizde olduğu gibi.
- Sigara içmek ve 31 gibi aktiviteler dopamin salgısını arttırır.
- Dopamin eksikliği anksiyete, depresyon gibi ruhsal bozuklukların nedeni olarak görülür. Bu nedenle en etkili antidepresanlar dopamini arttirma mantalitesi üzerine kurulmuştur.
- Dopamini eksik olan bireyler hayattan haz alamayan insanlardır.
- Ek olaraktan, su içmek, yemek yemek gibi aktiviteler dopamini arttırır ama dopamini en çok kökleyen şeyler 31, sigara, ot, çöp, nargile vs. dir.
Ayrıca beyler birkaç ek daha;
Dopamin = Analitik zeka demektir, sayısal zekası yüksek olan insanlar dopamince baskın insanlardır. Doktor ve mühendislerin dopamince baskın insanlar oldukları, duygusal yönleri yerine analitik ve gerçekçi yönlerinin ağır bastığı bilinir. Dopamin = Hırs ve başarıdır.
Bunun tersi dopamin eksikliği ise biraz depresifliktir beyler... Fakat dopamini eksik olanların biraz daha yaratıcı, hayattaki şeylerden zevk alamadıkları ve hayattan biraz kopuk ve izole oldukları için kendileriyle başbaşa kalmayı seven, sezgisel yönden gelişmiş, yani biraz loser yaşayan fakat iç dünyasında ve zevklerinde büyüyen adamlar oldukları gösterilmiştir. Fakat sosyal yönden baskın olanlar, sözünü geçirenler, otorite olanlar dopamince baskın olanlardır. Dopamini eksik olanlar bir nevi Halil Sezai'dir.
"Dopamin Reseptörleri"
Şimdi nedir bu dopamin reseptörleri ve mekanizması nedir onu anlatacağım. Beyler beyinde zevk veren her aktivitede dopamin salgılandığını söylemiştik. Beyinde günün belli saatlerinde az veya çok herzaman belli miktarda dopamin bulunur. Sigara içince dopamin tavan yapar, 31 çekince tavan yapar, sevdiğiniz filmi izleyince artar, susayıp su içince artar, pes oynarken artar. O yüzden sevdiginiz filmleri daha motive ve konstantre izlersiniz, pes oynarken ekrana kilitlenirsiniz. O yüzden aylarca içmedikten sonra biricik sigaranizi köklediğinizde kafanız bi döner, sersemlersiniz.(fazla dopaminin sersemlik ve başdönmesi yaptığını söylemiştik dimi beyler)
Peki bu dopamin reseptörleri ne ola ki? Beyler bu dopamin reseptörleri, dopaminle bağ kurup, beyin sinyali üreten arkadaşlardır. Dopaminlerin bağlandığı yerlerdir. İnsan beyninde bir dopamin bir de bu dopaminin reseptörü bulunur ki bu 2 arkadaş birleşip sinyal üretince asıl zevk ve haz o anda gerçekleşir. Beyler beyinde günün belli saatlerinde ne kadar dopamin varsa belli miktarda da dopamin reseptörü bulunur.
.
.
"Beyinde ne kadar fazla dopamin reseptörü varsa, beyin varolan dopaminden o kadar fazla yararlanır."
Ama bu cümleyi açmak ve sindirmek, iyice anlamak gerekiyor beyler. Şimdi beyindeki dopamin ve reseptörü arasındaki ilişkiden bahsedeceğim beyler.
1. Beyinde dopamin ne kadar azsa, beyin o kadar fazla dopamin reseptörü üretir. Fakat bu kısa süreli, saatlik bişey değildir, haftalar ve aylar alan bir süreçtir. Beyinde dopamin azaldıkça, beyin var olan dopamini daha iyi değerlendirmek için sürekli reseptör üretir.
2. Bunun tam tersi olarak, eğer beyinde çok fazla miktarda dopamin var ise, beyin nasıl olsa dopamin bol diye, varolan reseptörlerini yok etmeye başlar. Beyne göre bolca varolan dopaminden faydalanmak için az sayıda reseptör yeterlidir, kıtlık değil bolluk zamanıdır.
Yani beyindeki dopamin ile dopamin reseptörü sayısı ters orantılıdır. Dopamininiz çok ise reseptörünüz azdır, dopamininiz az ise reseptörünüz çoktur. Yani beyler dopamin reseptörünüz fazla ise, beyniniz sigara ve 31 gibi şeylerle sikilip atılmamışsa, reseptörlerinizin amına koyulmamışsa, hayattan zevk almak için daha fazla imkanınız olur demektir bu. Gözlerinizin içi güler, sosyal iletişimden, kızlarla konuşmaktan daha çok zevk alırsınız, çünkü zaten beyniniz azıcık dopamin salgılasa, onu alıp beyninizde haz duygusunu tetikleyecek birsürü reseptörünüz vardır. Dopamin reseptörü fazla olan insanların sosyal, kültürel ve bilimsel potansiyelleri yükselir...
Beyler bu yazıyı iyi okuyun derim, beni daha iyi anlarsınız: "Buraya link gelecek"
"Dr. Martinez and colleagues found that increased social status and increased social support correlated with the density of dopamine D2/D3 receptors in the striatum, a region of the brain that plays a central role in reward and motivation, where dopamine plays a critical role in both of these behavioral processes. The researchers looked at social status and social support in normal healthy volunteers who were scanned using positron emission tomography (PET), a technology that allowed them to image dopamine type 2 receptors in the brain. This data suggests that people who achieve greater social status are more likely to be able to experience life as rewarding and stimulating because they have more targets for dopamine to act upon within the striatum. Dr. Martinez explains their findings: "We showed that low levels of dopamine receptors were associated with low social status and that high levels of dopamine receptors were associated with higher social status. The same type of association was seen with the volunteer's reports of social support they experience from their friends, family, or significant other."
"We showed that low levels of dopamine receptors were associated with low social status and that high levels of dopamine receptors were associated with higher social status. the same type of association was seen with the volunteer's reports of social support they experience from their friends, family, or significant other."
Beyler şu yazdıklarımı azıcık okuyan adam bile asıl olayın dopamin miktarı olmadığını anlamıştır. Asıl olay anlattiğim gibi "dopamin reseptörü" miktarıdır. Dopamin reseptörü miktarınız hayattaki kalitenizi ve yerinizi belirler. O yüzden hayatınızı kökünden değiştirecek şey diye başlık açtım ve sazan.avi olmadığını üstüne basa basa söyledim.
cinsel ilişki de dopamini arttırır fakat seksin mekanizması biraz farklı. 31, sigara gibi şeyler sadece haz için, fakat sekste beynin sosyalleşme ve arkadaşlık alanlarını tetikleyen bölgeler de bolca çalışır. 31 asosyal etirir beynin ağmına koyar.
Beyler bu arada ilginç gelecek ama açlık da dopamin reseptör miktarını arttırıyor : "Buraya link gelecek" Bu da orucun mantalitesini anlatiyor aslında. Oruç esnasında hayatta haz verici çoğu şey yasaklanmıştır. Yemek yemek, su içmek, cinsel ilişki yapmak vs. Böylece 1 ay oruçtan sonra dopamin reseptör miktarınız maksimuma ulaşır ve hayatınıza bir denge gelir. Tabii ramazandan sonra ***unu çıkarmazsanız.
Bu arada, beyninizi yıllarca esrar, eroin, sigara ve 31 ile sikerseniz, reseptörleriniz ilelebet geri gelmeyebilir. Dikkatli olmakta fayda var.
Beyler hayatında belli hobileri olan, pes oynayan, bilardo oynayan, hayatın kendisini haz mekanizması olarak gören, ayda maksimum 2-3 kere 31 çeken, sigara kullanmayan insanlara lafım yok. Çünkü onlar zaten dopamin reseptörü olarak zengin durumdalar.
Şimdi kendim ne yaptım onu anlatıcam. Beyler bunun için malesef sihirli bi yöntem yok, keşke olsaydı. Hikayenin başında ne dedim, azim ve kararlılık önemli demiştim, no pain no gain demiştim.
Reis yararlı bi yazı özele bakarmısın
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?