eğer çok açık bir hedef olmadığı bir durum silsilesinde yapılan hiç bir iş, tespit, başarı yada insan tavlamak su içmek dışında bir işleme dönüşmeyecek. bunun en büyük örneklerinden biri mustafa kemal diyerek incelemenizi tavsiye ederim.
bu yüzden asla bir yerde kalamıyorum ufak çaplı eğlenceler dışında.
kendimden örnek vermek istedim konuya destek olması için.
muhtemelen mustafa kemal'de dünyada barışı sağlasaydı yine aynı şekilde hiç bir şey his edememenin arkasında yatan bu basitlik, normallik ile daha fazlasına gidenlerden olacaktı.
his edememek aslında bir başarısızlık değil genel olarak. bir insan neden gülmez? derdi vardır.
dert haktan olunca, dermanda haktan gelince kişi içgüdüsel olarak hakka yönelmekten ve hizmet etmekten başka bir şeyi düşünemez hale gelir.
doğru olduğuna inanıyorum ki mustafa kemal ismet paşaya "bu kafayı durduramıyorum" demişti bir gün.
yine aras'ın oynadığı mustafa kemal filminde çok net görebileceğiniz şeyler var.
insanların çoğunluğu görsellik ile daha kolay öğrendiği için böyle bir ibret, bağlantı kurma fırsatını sizlere şiddetle tavsiye ederim.
filmden bir olay aktarayım. hatta sahneyi bulursam atayım. sahnenin sonunda gelen tepki anlık olmayıp, yıllardır gözlemlenen ve çok ciddi yerlere doğru giden bir yolun iç dünyada kişiyi sürekli meşgul etmesinden falan geliyor ya neyse devam etmeyeceğim. yoruma ve inşa etmeye açık olsun.