İnsan, durup geçmişe baktığında, çoğu zaman güzel anılar biriktirmiş olsa bile içinde nedenini bilmediği bir hüzün ve burukluk hisseder. Daha önce, geçmişi hatırladığımda, hayallerimi gerçekleştirememiş olmama üzülür, potansiyelimi kullanamadığımı ve tabiri caizse kendimi heba ettiğimi düşünürdüm. Şimdi ise durup geçmişe baktığımda içimi bir üzüntü kaplamıyor. Daha çok, geçmişteki bana karşı bir şefkat duygusu hissediyorum.
Bir şeyler başarma isteği,
Büyük misyonlar edinme,
İnsanlığa faydalı olma arzusu,
Kötü yönlerim,
Kendimle yüzleşmelerim,
Çırpınışlarım,
Sudan çıkmış bir balık gibi...
O kadar yoğun ve dalgalı bir ruh hâli süreci...
Bütün bunların sonucunda, gözümün önündekini göremeyişim...
Bunları hatırladıkça, geçmişteki kendim için şefkatle karışık bir burukluk hissediyorum.
Ancak biliyorum ki bugün beni bu ana getiren, bugüne kadar yaşadığım her şeydi.
Bundan ötürü, hissettiğim şefkat duygusu, burukluğu bastırıyor; denizde kaybolan bir damla gibi yutuyor.
Kabulleniyor ve barışıyorum,
Dalgalanan ruhumda bir kulaç daha atıyorum...
26 yılda deveden aslana
aga duygusal bir adamsın. Bazen herkes bu şekilde hisseder bunun önüne geçmek çok zor. Geçmiş tabii ki aklına gelir fakat saplantı haline dönüşmemeli. Şimdiki zamana odaklan, her gün elinden geleni yap ve tanrıya ispatla kendini. Eğer buna odaklanırsan potansiyelini kesinlikle gerçekleştirmeye yaklaşırsın.
yalaaaaaaaan, yaaaalaan. suni olan her şey son bulmaya mahkumduuuuur reyish.
sanırım, çoğunuz bahsettiğiniz kadar hayatınızda hakikat ehli değilsiniz, ankarada olan yazsın: hakikat ölçüsü alınır.
artı fifa 25 atılır.
artı fifa 25 atılır.
Fotbulu sevmiyorum, belkide ampute olduğumdandir, ampute olmadan önce kendimi tesubasa saniyordum
Ben de amputeyim lan, gel vs
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?