korku ise guvenli ortamda büyüyen çocuklarda görülmüyor aslında.
bunun için bir deney yapılıyor ve deneyin sonucunda böyle bir teori ortaya çıkıyor.
korkuyu öğrenmenin iki yolu var: ya canını yakan bir şey olacak ve bebek bu can yanma sonrası ona karşı uzak durmak için yeterli nedene sahip olduğuna şahit olup yaklaşmayacak. diğer yandan ise çevreden öğrendiği ve ona empoze edilmeye çalışılan şeyleri kendi aleminde bilinçli düşünerek kötü ihtimallerin etkisi altına girecek yada hiç bir etki altına girmeden merak duygusunu, fikirlerini o işe uzak kalacağı şekilde zamanla programlayacak. programlama kısmı bilinçsiz de olabilir. Bilinçaltı, telkin, senaryolaştırma, yatkınlık üzerine dikkat çekilir bu işlem olduğunda.
insanın özünde ise korkudan daha çok hayatta kalmak daha aktiftir ve hayatta kalabilmek adına can yakıcı yada can yakıcı olmayan olaylara duygusal çapalama tekniği ile kabul edilir.
çapalama dememin sebebi nlp yöntenlerinde ilk sıralardadır diye diyorum. Yoksa bu konunun daha iyi ifade eden kelimelere ilgili kişilerin bildiği bir şeydir muhakkak.
Tcma'yın yaptığı şey tam olarak zaten bu çapalamaların ne kadar gereksiz olduğunu göstermesi üzerine ilerliyordu. içinde ki alfa, öz, keşfedilememiş ada bu yüzden metafor olarak verildi.
alfalık tanımını kimin sorduğuna göre değişir.
kimin sorduğu önemlidir çünkü ne biliyordur ve ne öğrenmesi gerekir hayatında.
Ya direkt kılavuz verilir yada kişinin durumuna göre reçete verilir ve kılavuzu kişi kendi yaşamında anlar.
Atatürk alfadır ama neden alfadır sorusunu açıklayan olabilir. sindirmek ise farklı bir durum ama sindirmek illa saatler, aylar ve yıllarda almayabilir.
bunlardan dolayı insan tcma'yın ne yaptığını anlamadan, anlamaya çalışmadan ve bir insanı basit kalıplara sokmaya çalışmadan belirli ithamlar, etiketler yada profillere sokmamalı.
şüphe yani. Her iki taraf içinde şüpheyle yaklaşmak.
her korkudan bahsetmiyorum elbette ama boğazına kılıç dayanmış, silah çekilmiş birinin ölümden korkacak vakti olmamalı mesela. onun yerine engelleyebilme ihtimalini düşünmesi ona göre hareket etmesi duygusuzluk değildir aslında çünkü duygunun kullanımına gerek yoktur.
öyle düşünüyorum, daha iyi bir anlatım vardır illa ki.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?