soru cevap

Bu yüzden hak eden hak ettiğini alır anlayışı, geçersizdir ve kullanımı kısıtlıdır bana göre

Alışmışlar kendilerinden aşağıda olanlarla kıyas edip galib çıkmaya, sükuttan kim anlar?
Unutulur dünyanın senin kıyas ettiklerinden ibaret olmadığını anlamak.
Kıyaslar ile hatırlanan ve elde edilen varlık, insanlık olmadığında nasıl var olacak?

seçim şansın ne kadar yüksek ve bilinçliyse aynı oranda derinlik ve huzurla dolarsın.
seçim şansını gerçekler tarafından programlayan bir insanın da ne kadar seçim şansı olur sorusuna cevabı ise bardağın dibinde bulduğun sistem tarafından verilir. İşte bu yok olmaktır.

Derinliğin en güzel getirisi de şudur, ne kadar derinsen huzur verildiğinde bir o kadar alırsın.
Sadece huzur almaz ama insan bu da bir bütünün işlemesidir.

Huzur yoksa muhtemelen derinliğin getirdiği boşluğu abuk subuk şeylerle doldurmaktan huzura yer kalmamıştır. Derinlik de boş kelime, hiç sevmem.
Yaşamın kendisiyle olan muhabbetimiz yeter.
Bu muhabbet ne kadar kötüyse, dışarıdan derin olmayan sinyaller o kadar çok ve çabuk yayılır.
Huzurun olmadığı muhtemelen diğer senaryolar bu kadar zayıflık, kötülük barındırmıyor. İyi ve eğitici olanları da var.

İnsanların istediği ortama kavuştuğunda, istediği kişiyi gördüklerinde içgüdüleri kafayı yiyor sağlam bir kafa olmadığı için ve cevabını bildiği yada önemi olmayan soruları sorarak ortamın enerjisine ayak uydurmaya çalışması saçma. Bu doğru şekilde yapılmıyor çoğu zaman ve karşınızda ki kişiyi oyalıyorsunuz. İyi bir şeye uyum sağlamak, sebebini daha belki bilmeden ortamın enerjisini ve sizi bu bahsettiğim senaryo da sikip atan bu oluyor genelde.
Bunun da farkında olmak lazım iyi bir şey değil.
Ortamın enerjisine ayak uyduramadığı için zaten bu sorular geliyor kısmen ve dolaylı yoldan enerjiyi kendi seviyesine çekmeye çalışıyor.
Dışarıdan izleyin fark edersiniz kendinizi, boşuna uğraşmayın böyle şeylerle. karşıdakini de size tahammül etmeye zorlamamak lazım.

Bazıları bu durumu yüzüne vuran biriyle karşılaştığında o profili kabul etmemek için kabul edilebilir olduğunu düşündüğü sebepleri sunar. gerek yok babuşlar.
Soru ve cevap, öğrenme ve öğretme çok kutsal bir şeydir. Kimse kimseyle uğraşmak, öğretmek zorunda değilken öğretici pozisyonuna makamına böyle şeylerle gelmek manasız.

Can alıcı kısım şu, sen birilerini kendine ikna edebilirsin. Sebeplerine ve kurduğun cümlelerde ki motivasyonuna inanabiliriz. Biz insanız, ama bir yürek ile diğerini ayıran kimsenin bilemeyeceği şeylerde bile doğruyu seçebilmesidir.
Alfa olmak, olayları lehine çevirmek değildir.
Olayları lehine çevirenden en fazla sinsi, manipülatör, siyasetçi, hitabeti sağlam falan olur. Bu olay bu seviyelere asla inmedi
Bana göre tabii. herkes seçtiği yoldan gider ve ona göre karşılanır.

Ve sen içinde olmayan bir şeyi varmış gibi gösterirken, bir başkası içindekini yaşarken ikinizin arasında o kadar çok fark oluyor ki. Bu belki ikinizin anlayabileceği bir şey olsa bile sen kesin olarak anlarsın o adamın neden daha samimi, gerçekçi olduğunu ve senin enerjinin sikilip onunkinde temizlik gördüğünü.
Sadece sende görmeyebilirsin, aynı ortamda fark edilir. Edilmese de ne olacak? En derin hakikatler gizli yaşanır kuralı sebebiyle ikinci ve üçüncü kişilerin onayı olmasına, tespit edip fark etmesine ihtiyaç yoktur.

Ama şunu bilmiyorum. Bana verdiği ve beni hiç bir insanı sebep ve sağlayıcı olmadığında bile göz kapaklarımı ağırlaştıran, rüzgarın bana fısıldadığı ama hiç bir sesin olmadığı, her nefesimde tebessümüm ve teslimiyetimin yükseldiği -aslında tekrar ortaya çıktığı ve benim o algıya açık hale geldiğim- bir durumun ortağı olabilir mi? eş, dost bunun için var eminim.
Bir şekilde bunun şuan hayatımda olmayan dostlarım, belki de eşim ve çocuklarımla bir alakası var gibi duruyor. Bu yüzden huzur ve sükunet bulduğunuz diyor.
Ne kadar enteresan ta o zamanlarda öyle bir ortamda bu olayı işletmek. Bende bunu tekrar işletebileceğimi düşünüyorum, ben onun izniyle yapabilirim sadece.
Ola ki tek işletmem, yaşamam gerekirse hiç bir dargınlığım olmayacak. Ama umarım olur.
Sevgi bu dünyada ve tüm alemlerde ki en güzel şeydir.
Belki de bunun adı bizzat hakkın kendisidir.
Bilmiyorum ama bu asla ondan bir şey götürmez.
Bu bir bütünün bütün olabilmesini sağlayan muhteşem bir şey

başlık neye nasıl bakılacağını öğreten, gösteren ve bununla beraber yolda emanet alacağın şeyi nasıl anlayabileceğini, yaşayabileceğini tarif eden çok özel bir üründür.

Sana içindeki sevgiyi, doğruluğu engelleyen her şeyle uğraşmak zorunda kalmadan -bazı yerler müstesna- onu arttıran ve bu arttırmayı da asıl kaynaktan geldiğini fark etmen için dizayn edilmiş süper bir şeydir.

Yani sevgiyi arttır demeden önce sevgiyi yaşatan, koruyan güzel yol. başlık için çıktığın yolun aslında başlık olmadığını anladığın gün sevgi önemli hale gelir ve pek çok açıklayamadığın, cevabını veremediğin şeyde sevgiyi bulursun. bunun adı biraz değişebilir ama temel budur.

insan hayatında iyiliği ne kadar seçmeye programlıysa, o kadar ilerleyebilir. gerçekler, iyilerin bile keşfedemiyeceği kadar değerlidir.
iyi olmak yetmez ama bulanlar iyilerdir genelde

Bunu tanıdığınız yada hiç görmediğiniz insanları analiz etmekte, onların hareketlerini hangi tarafa yakın gördüğünüzden kendinizle ilgili yerinizi düşünme kısmında ve inanç kısmında allah denilen bir varlığa neyi yakıştırabildiğinizle doğrudan bağlantılıdır.

Ha birde işin en acizlik pompalayan kısmı yine şu: temelde iyiliği algılayabilme, yönelme eğilimi avantaj sağlayabilirken büyük kayıplara da yol açabiliyor. Yani sen, sen ol öyle tamamdır diye yardırma hüsranla uçarsın babuş

Güzel kısmı da kişinin bu güzelliği bir şekilde aldığının farkında olup yine acizce teşekkürünü daha iyilik üzerine yapabilir.
Yine şu da var bu gibi olaylar içsel olarak sana bir şeyin doğruluğunu, varlığını gösterebiliyor ki kuranın diline baktığın zamanda bu çok net vardır.

Ama yine de iyiliğe gidebilme güdüleri yüksek olanlar daha rahat yardırırlar ve seçimlerine olan güvenleri geçmiş tecrübelerle sabittir. Bu güzel bir güvendir.
Bunu nereye yoracağın gayet açık

Yolda olduğunu, neresinde olduğunu ve asla nerede biteceğini bilemezsin. Buna rağmen de devam edersin.

Bir insanın karakterini, potansiyelini ve gerçekten kim olduğunu gösteren tek bir şey var.
Bu onun yapabilecekleri değil, yapamayacaklarından ibaret.
Yapamayacağın şeyler, seni yaratır ve bu iki denklem bir yere kadar sürekli değişir ta ki tek bir noktaya kadar.
En sonunda sadece bir şey yazar o listede, yanlış.
Ve bu yanlış dediğimiz şey en değerli olan kadim ve kutsal güce dayanır.

Bazı şeyleri yapamazsın ama bazı şeyleri yapamayacağın duruma getirmek, bunun o duruma gelmesi için kaderin senin üzerinde ki hakimiyetine izin vermek güzeldir.
Buradan sevgi doğar.
Eşini, dostlarını yapamadıkları için sevmezsin.
Hiç bir koşulda yapamayacakları şeylerin ne kadar derinden geldiğini, bir karakterin temel taşlarının bunlar olduğunu bildikleri ve bu istenmeyen durumların varlığının yakınında olmayı bile kabul edemeyeceklerini bilerek seversin.
Benim için dostluğun, eşin ve allahın tanımı budur.
Ve bunlar anlatılmaz, yaşanır.
Yaşam, her seçimin sonunda enerjisel olarak bedel öder. Ve altın dişinin pisliğe ne kadar battığınızı sezebiliyor olması buradan gelir.
Aynı altın dişi temizliği, asilliği, masumluğu ve samimiyeti de sezer ve sen hiç bir şey yapmıyorken bile bunu fark edebilir muhtemelen.
Yaşam enerjisi, bakışlar ve seçimler her kararı, suskunluğu ve hareketlerini değiştirir.
Aynı hareketi, cümleyi başkası söylüyor veya yapıyorken yapmacık dururken, sen yaptığında samimi bulunması sadece anlık bir duygu durumu değildir. Kimsenin görmesine ve tespit etmesine de lüzum yok.

Aynı şekilde korkusundan geride kalmış çekingen bir zihin ile hiç bir korkuya sahip olmayan bir zihnin kendine belirlediği sınır çok farklıdır bu yüzden.
Biri sınırı genişletemezken diğeri geniş olmasına rağmen bir yere kadar kendine ait kılar toprakları

Trump alfa mı?

Kanka bana alfa sordun zaten önceden ve defalarca sana cevap verdim bu alfalığın nereye kadar olduğunu, asla yeterli olmayacağını.
niye hala dışarıda bir alfa örneği arıyorsun.
Böyle sorular soracağın zaman verdiğim cevapları oku alırsın.
Trump analizi yapacaksan katılırım belki sen yaz bakarız