yaşamak yeşermektir...
hiç bir şey gerçek değildir... her şey şimdi ve burada olmanın getirdiği farkındalık ve göz açıklığının fark ettiği gerçeklerdir.
yemek yemek, acıktığında güzeldir.
su içmek, susadığında...
yani, yaşlı ile gezme ilmin artar oldum sanırsın. kendini diri zan edersin.
hepimiz ölüyüz
yemek yemek, acıktığında güzeldir.
su içmek, susadığında...
yani, yaşlı ile gezme ilmin artar oldum sanırsın. kendini diri zan edersin.
hepimiz ölüyüz
verilen hiç bir nasihat, vazgeçilmeyen kötülüklerin bedeli olamaz.
huzur dediğin, şimdi burada olabilmektir...
yani 80 cm'lik bir liselinin, 190'lık abisini dev zannetmesidir.
fakat ne abisi devdir ne gerçekten kendisi ufaktır.
orta yol başka
yani 80 cm'lik bir liselinin, 190'lık abisini dev zannetmesidir.
fakat ne abisi devdir ne gerçekten kendisi ufaktır.
orta yol başka
bildim ve anladım ki, hiç bir şey bilinmemiş ve anlaşılmamıştır
biz feraset ilmine doğuştan sahip olanlarız...
bu yüzden şeriat için idrak dışında muhatap görmeyiz.
ustalığımız burdan gelir.
biz bunu nabza göre şerbet diye tarif ediyoruz ki anlaşılması daha basit olsun:)
bu yüzden şeriat için idrak dışında muhatap görmeyiz.
ustalığımız burdan gelir.
biz bunu nabza göre şerbet diye tarif ediyoruz ki anlaşılması daha basit olsun:)
ben ölüydüm, dirildim ve gidiyorum... arkamdan öldü demeyin.
güldüm.
güldüm.
biz akılla işi olanlar değiliz. idrak dışında muhatabımız yoktur.
şeriat bunu gerektirir...
idrak, şeriat ve insan...
akla hitap edersen, akıl saf dışı kalır.
fakat, idrak bambaşkadır...
kontrolsüz, çekici, durdurulamayan...
işin sonunda ne mi olur?
idrak seni bir çıkmaz sokakta olduğuna dair bir rüyadan uyandırır....
şeriat bunu gerektirir...
idrak, şeriat ve insan...
akla hitap edersen, akıl saf dışı kalır.
fakat, idrak bambaşkadır...
kontrolsüz, çekici, durdurulamayan...
işin sonunda ne mi olur?
idrak seni bir çıkmaz sokakta olduğuna dair bir rüyadan uyandırır....
son olarak... suskunluk ağzın kapalı kalması anlamına gelmez ama genellikle öyle görünür.
çok konuşmak bile suskunluk noktasında kabul görür.
"Sana dilsiz, dudaksız sözler söyleyeceğim Bütün kulaklardan gizli sırlardan bahsedeceğim...
Bu sözleri sana, herkesin içinde söyleyeceğim ama senden başka kimse duymayacak Kimse anlamayacak"
bu söz boşuna yazılmadı... devamı da öyle
çok konuşmak bile suskunluk noktasında kabul görür.
"Sana dilsiz, dudaksız sözler söyleyeceğim Bütün kulaklardan gizli sırlardan bahsedeceğim...
Bu sözleri sana, herkesin içinde söyleyeceğim ama senden başka kimse duymayacak Kimse anlamayacak"
bu söz boşuna yazılmadı... devamı da öyle
ve idrak-ı meali gerekmeyen akla, sıklet hafif gelse de çekmez çünkü
her şey önemsizdir... tek bir şey önemlidir.
suskunluk böyle doğar.
her şey önemsizdir... tek bir şey önemlidir.
suskunluk böyle doğar.
ruh daha hassas ve sosyaldir. kendinden olanı tanır. bu yüzden ruha şifa olan, kendinden olanı da çekmek zorundadır.
bir kişi, hem satanizm savaşçısı olurken hemde iyiliğe yol gösteren olabilir...
hassastır bu terazi, her ağırlığı tutmaz üstünde:)
hassastır bu terazi, her ağırlığı tutmaz üstünde:)
şeriat dediğin fırsatı elden alır. fırsatı olmayandan iyi, parası olmayandan para dağıtan gönlü zengin insan olmaz.
derinlik ruhu anlamayı getirir. ustayla çırak arasındaki fark, ruhun nabzına şerbet dökenle semptomun nabzına ölçü tutmaktır. bu yüzden ustalar bizzat ruhun gıdasını sağlarken usta olamayanlar ruha gıda olamazlar.
her içselliğe gıda olan da sürekli şifa olacak değildir. her gıda verende, usta olmaz.
hassastır.
derinlik ruhu anlamayı getirir. ustayla çırak arasındaki fark, ruhun nabzına şerbet dökenle semptomun nabzına ölçü tutmaktır. bu yüzden ustalar bizzat ruhun gıdasını sağlarken usta olamayanlar ruha gıda olamazlar.
her içselliğe gıda olan da sürekli şifa olacak değildir. her gıda verende, usta olmaz.
hassastır.
derinlik değişiyor madem... derin olan ile daha derin olanın basiti başkadır.
semptom adı yenilememiş betalıklardır da konu o değildi.
yenilememiş betalıkları olmadığını söylediğin insanlar, tek bir fırsata bakıyorlar.
fırsatlar elde edememiş birinin ne kadar iyi olduğuyla alakalı yorum yapmak iş değildir ki bu sitede yenilememiş betalıklardan ziyade basit hareketler de var.
daha can alıcı
semptom adı yenilememiş betalıklardır da konu o değildi.
yenilememiş betalıkları olmadığını söylediğin insanlar, tek bir fırsata bakıyorlar.
fırsatlar elde edememiş birinin ne kadar iyi olduğuyla alakalı yorum yapmak iş değildir ki bu sitede yenilememiş betalıklardan ziyade basit hareketler de var.
daha can alıcı
basitlik göreceli kavram... derinlikte öyle:)
not3: anladığın zaman anladım demeye ihtiyaç duymazsın. kimin ne anladığı falan kendini bağlar da, ben omegamı istiyorum adamın sessizliği bile bir konuşma:)
Sessizliğimin de bir dili var, anlayana...
Arza hacet yok halim sana ayandır...
Dile gerek yok, sessizliğim sana beyandır...
Söze lüzum yok, susuşum sana kelâmdır...
Kelama ihtiyaç yok, alfa sana figandır.
genel olarak tekrara da lüzum yoktur diyemem, göreceli kavram
not3: anladığın zaman anladım demeye ihtiyaç duymazsın. kimin ne anladığı falan kendini bağlar da, ben omegamı istiyorum adamın sessizliği bile bir konuşma:)
Sessizliğimin de bir dili var, anlayana...
Arza hacet yok halim sana ayandır...
Dile gerek yok, sessizliğim sana beyandır...
Söze lüzum yok, susuşum sana kelâmdır...
Kelama ihtiyaç yok, alfa sana figandır.
genel olarak tekrara da lüzum yoktur diyemem, göreceli kavram
"Ama hak ettiğimi düşündüğümde hiç de adil değilki" bu sözde iyidir.
hak ettiğini düşünüyor olman adaleti sağlamaz. ve adalet tekrar ortaya çıkar ve tek bir şey fısıldar: hak etmiyorsun.
hak ettiğini düşünüyor olman adaleti sağlamaz. ve adalet tekrar ortaya çıkar ve tek bir şey fısıldar: hak etmiyorsun.
onun dışında, ben meziyetleri olan bir omegayım...
ben hem mükemmelin kendisi oluyorum hemde ürkek bir alfa...
benim gözlerim hakikate odaklanmakla programlandırılmıştır.
bazen gözlerimi kapatıp dinleniyor olmam, hakikatten uzak olduğum anlamına gelmez.
güneşe yaklaşan, yanmayı göze alır.
anlamayanlar için yanıyor olan, görenler için ısınıyordur.
bir gün bir alime, çok derin gidiyorsun demişler: göreceli kavram demiş güldüm.
her şey normaldir, hiç bir şey anormal değil.
ben hem mükemmelin kendisi oluyorum hemde ürkek bir alfa...
benim gözlerim hakikate odaklanmakla programlandırılmıştır.
bazen gözlerimi kapatıp dinleniyor olmam, hakikatten uzak olduğum anlamına gelmez.
güneşe yaklaşan, yanmayı göze alır.
anlamayanlar için yanıyor olan, görenler için ısınıyordur.
bir gün bir alime, çok derin gidiyorsun demişler: göreceli kavram demiş güldüm.
her şey normaldir, hiç bir şey anormal değil.
ve bu alıntının başında şunu diyor...
"ister istemez her şeyim... sende rehin"
rehin olmak ne demek biliyorsun.
bunu hayatında ki hakikatler için alabilirsin. alfa, kardeşlik, doğru yol, iyilik, adalet, akıl, din ne istersen.
"ister istemez her şeyim sende rehin."
rehin almak, bir insanı onun izni olmadan almak demektir gerekirse zorla he
senin hayatta yaptığın her şeyin bir şey tarafından rehin alındığını düşün, senin tek yapabileceğin şey rehin olduğunu fark edebilmek. hayatın tüm şifresi budur.
"ister istemez her şeyim... sende rehin"
rehin olmak ne demek biliyorsun.
bunu hayatında ki hakikatler için alabilirsin. alfa, kardeşlik, doğru yol, iyilik, adalet, akıl, din ne istersen.
"ister istemez her şeyim sende rehin."
rehin almak, bir insanı onun izni olmadan almak demektir gerekirse zorla he
senin hayatta yaptığın her şeyin bir şey tarafından rehin alındığını düşün, senin tek yapabileceğin şey rehin olduğunu fark edebilmek. hayatın tüm şifresi budur.
karar demişken... güzel bir dörtlük bırakayım
"Ne yanlış bir karar masası, sen ne kötü bir hakimsin. Bu ne zor bi dosya, sen ne kolay bir kararsın. Senden görünmüyor önüm, meğer ne kolaymış fikri ölüm."
karar masası sensin alpha, hakim de öyle. hem kurban olup hem kurbanın kaderini tayin eden hakim olmak...
dosya da sensin, hayatın... tüm gizemin, gerçekliğin.
kolay karar kısmı da açık zaten.
senden görünmüyor önüm kısmı da sensin aslında...
alfayı alfalık yolundan alıkoyacak tek şey alfayı zincirleyen kişinin kendisidir.
özetle sadece senden bahsedilen bir söz. ama liseliler aşk acısı kovalasın.
"Ne yanlış bir karar masası, sen ne kötü bir hakimsin. Bu ne zor bi dosya, sen ne kolay bir kararsın. Senden görünmüyor önüm, meğer ne kolaymış fikri ölüm."
karar masası sensin alpha, hakim de öyle. hem kurban olup hem kurbanın kaderini tayin eden hakim olmak...
dosya da sensin, hayatın... tüm gizemin, gerçekliğin.
kolay karar kısmı da açık zaten.
senden görünmüyor önüm kısmı da sensin aslında...
alfayı alfalık yolundan alıkoyacak tek şey alfayı zincirleyen kişinin kendisidir.
özetle sadece senden bahsedilen bir söz. ama liseliler aşk acısı kovalasın.
gardaşlıhım olabilir. ilgi duymamışlardır mümkün. ilgi duyup duymadıklarına yazmadan önce karar verebilme yolun var aslında. yada hiç düşünme yaz gitsin.
mesela kız ağlıyor, kıza gidip mutlu bir anından eğlenceli şekilde bahsedersen kız büyük ihtimalle "lan ben ağlıyorum gelmişsin bana ne anlatıyorsun akü" diyecektir.
nabza göre şerbet yani.
ortam o nabızda atmıyordur olan senin karakterini film üzerinden tanımaya olmuştur :)
not: senin değişkeni sikelim kelamını kaldıracağını sanmıyorum. kaldırmak zorunda da değilsin.
iyi bir iletişim, alfa iletişimi küfür üzerinden de dönmek zorunda değil.
darkvane de nabza göre şerbeti fazla dökmüş...
ciddiyetsizlik diyordu kendi buna
not2: niyeti de kötü değil. ama dediğim gibi senin karakterine uygun yolu vermek lazım, betalık yok. içinden geliyorsa, aynı yolla sende cevap verebilirsin bu arada aga olabilir yaani.
ben mesela değişken olan, değişmeyeni her türlü siqer atar diyebilirdim. belki de demezdim nasıl karar veriyorsam. karar... kıps :)
mesela kız ağlıyor, kıza gidip mutlu bir anından eğlenceli şekilde bahsedersen kız büyük ihtimalle "lan ben ağlıyorum gelmişsin bana ne anlatıyorsun akü" diyecektir.
nabza göre şerbet yani.
ortam o nabızda atmıyordur olan senin karakterini film üzerinden tanımaya olmuştur :)
not: senin değişkeni sikelim kelamını kaldıracağını sanmıyorum. kaldırmak zorunda da değilsin.
iyi bir iletişim, alfa iletişimi küfür üzerinden de dönmek zorunda değil.
darkvane de nabza göre şerbeti fazla dökmüş...
ciddiyetsizlik diyordu kendi buna
not2: niyeti de kötü değil. ama dediğim gibi senin karakterine uygun yolu vermek lazım, betalık yok. içinden geliyorsa, aynı yolla sende cevap verebilirsin bu arada aga olabilir yaani.
ben mesela değişken olan, değişmeyeni her türlü siqer atar diyebilirdim. belki de demezdim nasıl karar veriyorsam. karar... kıps :)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?