blacktyler7

bilimle alakan yok madem ters olmadığını nasıl düşünüyorsun kitabın amınakoyum. tamam iyi niyetli olarak öyle söylüyorsun ama omega da götünden sallayacak bir tip değil.
he bende diyorum ki diyelim ki ters, eee? inanç değil mi abi, inandık iman ettik
ya bu arada, dinin varlığı insanları kötülükten alıkoyabilecek bir araç iken, dine karşı çelişkili bakan birine sadece dayatmadır dinin varlığı akılsızlar için.
o yüzden din yerine akıllı olmayı öğrenelim demek bu yüzden daha mantıklıdır.
kız çocuğu gömen birine din vermektense, akıl verelim daha iyi sonra isterse yine dinini bulsun.
yani çokta büyütmemek lazım ya gübreysek gübreyiz abi, gübre oluyorsun diye götünden kıl mı eksiliyor sanki.
mesele gübre olup olmamak değil ki, dünyada edinebileceğin amaçlarda gerçekten çok.
otur okulu bitir önce veya girişimci ol veya yazılımda usta ol, ne oldu yemedi mi?
belki de bunların boş görünme sebebi beynin başarısız olacağını bilmesinden doğan savunma mekanizmasıdır.
ahlaklı olmak için dine gerek yok. dinsiz ama ahlaklı adamlar tanıyorum bizzat tcma.
ama dinin etkisi de yok sayılamaz fakat delil veya dini yüceltmek adına kullanılması doğru değil ya ahlaklı yapıyor diye çünkü ahlaklı yapmasının koşulları içinde büyük bir bölüm akılsızlıktan doğan ama korkudan yapan bir kitle demiştim.

he adam evrim kanunu ve teorisinden bahsetti, çok ilgisiysen araştır gel.

Omega buralardayım demişti, birde ondan yorum almak lazım. Gerçi bu adamın canı istese yazardı muhabbeti de var. Her doğruyu söylemek zorunda değiliz. Amele işi yani :d

Hayat en basit tabiriyle bir oyundur. Bir oyun oynama zihniyetiyle yaklaşmak değil, bir oyunu dahi gereken niteliklerini yerine getirerek oynamakta ustalaşmış bir kişi hayatın içinde sorumluluk sahibi olmayabiliyor biliyorum ama zihin yapisi olarak bir kısım insanlar için oyun olan hayat aslında çok ciddi bir elde etme, kaybetme, kazanma ve öğrenme yoludur.
Genel olarak özellikle hayatın barındırdığı departmanları düşünürsek ve bir inanç sahibi olan bir kişi için bu çok daha fazladır.

Bence de bir game var ve istediğin her şeyi yapabileceğin bir karakter inşa ediyorsun.
Sınava çalışıyorsun herkes gibi ama seni sınavdan dolayı sivilcelenmiş, depresyona girmiş biri olarak görmemek adına hayatın oyun olduğunu aşılayıp, gösterip sonra ciddi yapıtlarla meşgul olmak zorunda kaldığın bir yol üzerine bırakılıyorsun.

Bu esnada diğer insanların seni nasıl gördüğü sadece senin bir şeyi yapmak üzereyken seni etkileyebilecek bir faktör. Bir şeyi yapmayı düşünmek uyurken dahi, bu faktörün ortaya çıkmasına sebep verebilir.
Hayallerine kadar etkileyen bir faktör ve çok güçlü.
Bu yüzden "senin sikilmiş yeteneklerinin ilgini çekmediğini düşünüyorsun" gibi entry de my7 sanırım bundan bahsetmişti.

My7'nin ne olduğu senin ne işine yarıyor bilemem, elçi Muhammedi de öyle değerlendirebilirsin.
Fakat haklısın insanların ne olduğu işimize yarayan kısımları değillerdir çünkü seçim hakkına sahip olan tek kişi sensindir kararların üzerinde.
Ama işin şöyle bir boyutu var: bu seçim şansını sen bilmeden etkileyen o kadar çok faktör var ki, bu faktörlerin doğruluğunu ve yanlış olan kısımları ayırt edebilmek için belirli hikayelerde ki insanlar yardımcı oluyorlar.
Yani önceden kızlarla konuşma seçimini etkileyen my7'nin lakabı değilde, bu lakabı aldığı ve sana öğrettiği eğitim işine yarıyorsa, bir başkası içinde geçerli bu durum.
Yani my7'ye alfa diyorlar diye sana bir şey olmuyor katılıyorum.

İnsanların bağımlı olduğu doğru, fakat güzellik bağımlı olmaktan ziyade bağımlı olmadığın bir şeye olan doğru yaklaşımda aslında. Bu yüzden herkes ve her şey vazgeçilebilirdir. Sence asıl bağımlı olmak da bu değil midir?

Beni, istediğim yere benden başkası çıkaramaz diyebiliyordum ama çıkarmak için stratejik davranamayacak kadar alfadan uzak, bir o kadar yakındım.

Biz seni bu denli korurken kendi kararını alacağın güne kadar desteklediğimiz sen, özgürlüğünü aldığında iblise çalışırken nasıl olur da merhamet dileniyorsun?

Ben merhamet dilenmekten başka çaresi olmayan, yenilmiş olarak teslim olanlardanım.
Fakat çok büyük hatalarım var.
Geçmiş asla değişmez.
Geçmişle yaşamayacak kadar biliyordum, gelecekle oyalanmayacak kadar görüşüm vardı fakat bugünümü düzgün yaşayamayacak kadar beceriksiz olabilmeyi başararak müthiş bir katil oluyordum.

Arkası gelmeyecek tek bir yanlışın seni mahvettiğini görmek 50 yaşına gelmeden görebileceğin kadar gelişmiş bir yetenekle böyle gitmemesi için kendine sığınmaktan başka çaren yoktur.

Bir yerden sonra dağlar delinmez, yollar kapanır ve pişmanlık yok olur.
Her şey normalleşir ve istesen bile acı çekemezsin.
Artık her şey o kadar ilerdedir ki ne pişmanlık taşırsın ne acı...
gönlün ister ama nasıl yapabilirsin ki?
rüzgar olup alfaya sarılmazsan, değerini bilmediğin şeyleri tekrar alabilmek için yapabileceğin bir şey olmamasına rağmen kaçırdığın fırsat ve konum maalesef sadece sıfırdan başlamadigin taktirde elde edilmez.

Ve hayat kaleme benzer, silgisi yoktur.

Eğer hayata bir kez daha gelseydim her gün teşekkür ederdim Meryem kadar temiz olduğum için. Şimdi ise, çok başka.

yüreğimde süzen saflık, güneşin balçıkla sıvanamayacağı kadar değersizleşti ve bir gün konuştuğumda temiz kalmamış biri olarak utancım, umursamayacağım bir geçmişe fakat pişmanlık taşıdığım bir karara dönüştü...
Ve ben bir parçamı o gecelerde kaybettim.
Değersizleştim.
Karakterimin tekerine çomak soktum ve yeter ki bu kadarla kalsın.

Beni yücelten şey şuydu: ne olursa olsun temizdim. Yani günahkar değildim.
Gecenin karanlığında keşfedildiğinde aydınlıklar bulabileceğiniz biriyken, karanlıkla karışmış ve aydınlık tarafın değeri azalmış biri olarak geçmiş değişmez.

Fakat çok düşündüğüm için, ya bir türlü başlamıyorum yada gözümde büyütüyorum istemsizce bazı şeyleri ve günahkarım ve bu yüzden emin olun itiraf etmesem bile hak edenlerden olmayacağım.
Ta ki günahlarım karakterime bırakılmış bir simge oluncaya kadar.
Adam öldüren birini bir katil tanır daha çok.
Ve katilden erdemli yaşanması beklenir ve o hep bir katildir.
Bir suikastçinin hep assasin kalacağı gibi...
maalesef çok yanlış kararları büyük pişkinlikle verdim. Belki verdik.
Bir cevap buldun mu sorulara?
Nasıl gaddar seneler...
Sana kara yazıldı sanma, doğru kalmak hep senin elinde

Hatalarım avantajım bile oluyor çünkü yaptığım hata öyle bir dönüyor ki: samimiyet, dostluk/sevgi, bağlılık ve rahatlık ve güven.
Usta hep haklıydı....

Lan isim gücüm olmasaydı ne yapardım?

Burada üç hesaptan üç farklı karakter ile her birinize samimi olup, takdirinizi kazanıp sonra size üç kardeşim var onlara sadakatliyim dedirtecek kadar sevgi ve akıl yeşertip üç karakterle tek klavye ile eğlenerek giderdim.

Vengeance ile bunu yapmıştım aslında. Bir alfa gerektiğinde beklenmedik ve insanın aklını çekmeli.
Bu sayede hatalarım da etki etmiyor.

suyumu kazandım da içtim.
ekmeğimi böldüm de yedim.
alkış duydum ihaneti gördüm...
Sesim de oldu sessizliğim de....
Savaştığım da oldu....
Alfayı terk etme, Hayatta hiç bir şey masum değil bu kadar.

O senin anladığın ve senin anladığının yüzde yüz doğru olduğunu düşünüyor musun?

Kusur aramak ne alaka ya

Edit: ya bulutlar ağır dediğinde niye bulutların ağır olduğunu gözle bakarak yorumlamaya kalkıyoruz ki? Oturalım teknolojiyi bekleyelim usta

Edit2: yaz dostum güzel sevmeyene adam denir mi? HAHAHAH.
YAZ TAHTAYA TUT DEFTERI SARI ÇİZMELI BLACK GÖRÜR HATALARI PUAHHAHAHA.

YAŞAR KEMAL YALNIZLIK BENDEN ALIVE

Black söyler hata, kendi alır mı?
Su üstüne yazsam kalır mı?

aynen biliyorum onu ben. belki de renkleri kast etti dimi? hahaha

Ya zaten çok çok açık olmasını beklemiyorum ben kitaptan. Bu şuna benziyor: Bizans yenilecekmişte görecekmişiz. E o süre içinde şartlarda Bizans aleyhine.
Bizans miydi bilmiyorum bahsedilen hikayede ki kazanan devlet ama anladın sen

Veya bulutlara ağır demiş, nerden bilelim şimdi bulutlar ağır. Ben biraz o an ki kavim kafasıyla yaklaşıyorum. Muhatap alınan inanan profili yani, çöl bedevisi black bilmediği konularda iman ediyor. bildiği konulardan gelen bir imanla tabi

Sonuç olarak işime yaramayan bilgiyi almıyorum bu kuran konusunda çünkü kuranın bilinmezliği, bilimin kesinliğinden daha güvenilir geliyor ki bu konu bilimle alakasız yoksa bende bilimin ispatlanan verilerine, hipotezlerine doğruyken yalan demiyorum usta

Balçık meselesini savunmuyorum ya, sadece soruyorum. Tamam konu değişti şuan.

Evrim güneşin battığı yer ile alakalı ne diyor ki?
Balçıktan kasıt ne doğru mu anlıyoruz diyorum ben. yoksa tuzları denizlerin birbirine karıştığı yerlerde var mesela

Yani bilime tamamen uymak zorunda da olmayan bir kitaptan bahsediyoruz sonuçta

Edit: savunulacak bir şeyin olmadığını biliyorum. buralarda olduğun için rahat rahat yazıyorum. Konumuz bir insanın suçlu olup olmadığı olmadığı için savunmaktan ziyade konuşmayı tercih ederim

Ya tıpçılara göre o hubbe'nin anlamı çok başka mesela, ama anladım okey. Uzmanı olmadığım için karşılıklı söylem yaratmak istemiyorum. ilgili arkadaşlar araştırıp çürütebilir denilenleri

Mesela güneşin balçıktan yaratılması, güneşin yaptığı işlemle ne alakası var örnek soru olabilir şahsen.

Edit: avam kamarası diyorsun. ayrıca zor bilgileri de verdiği var bu arada fakat öyle bir misyonu yok ki bu kitabın. Neye göre basit bilgiler mesela?
Tüm soruların da nüans dolu, tüm sorular ne usta

araştırmanın olduğunu biliyorum. Aslında ilgilendiğim kısımda dine inanıp inanmadığından ziyade nedeniyle alakalıydı ki doğru olmasa gurur da duymazdın.

Evrim ile ne alakası var dinden çıkmanın?

Evrime ters olan yerler ne mesela onu merak ediyordum. Gerçi sende anlamışsındır, gerekseydi cevap verirdin.