soru cevap 2

Sen zayıflıkları yok ettiğinde zaten gidebileceğin tek bir yer kalır ama bu bir an'da olmaz.
Herkes aynı şeyi yaşamamış olabilir ama bu sorumluluğu yok etmez.
Sadece anlayış getirir ve anlayışın gelmesi herkesin doğru görüleceği anlamına da gelmez.
Bir alfa için olmazsa olmaz kendine, yaşama, ve bilmediği şeylere güvenidir bu yüzden.

Güçlü olmadan alınmazsın. Güçlü olmanın tek kuralı, oyuna hakim olabilmektir. oyuna hakim olmak için her şeyi bire bir yapmana gerek yoktur.
Eğer bilirsen her şey sanıldığı kadar teferruatlı değildir
Erdemi oluşturan budur.
Bu yüzden insanlar temelde yanlış yaptıktan sonra sonraki adımları hep yanlışın gölgesinde ilerliyor.
Sen temeli atarsın, gerisi gelir.
Nasıl atacağını kimse sana söylemeyecek, aslında nasıl olduğu çok belli ve söyleniyor. ne olduğu kalıyor o yaşaman gereken bir durum.
Bu yüzden yanlışın farkında olarak doğruyu seçmek ile direkt yanlışın ne olduğunu bilmeden doğru yolu seçmek farklıdır. Biri otomatik olurken diğeri seçim oluyor. En sonunda ise kim olursan ol seçmek zorundasın.

İşin komik tarafı her hareketimiz, yazımız, tavrımız, konuşmalar ve bakışlar, düşünceler, düşüncesizliğin neden kaynaklı olduğu hep bir şey ifade eder.
Bu aynada görünmeyen, dışarıdan çok belli olan durumlar arasına girebilir bakmak lazım.
Aslında düşüncesizlik dediğimiz zihnin berrak, faydasız ve işe yaramayan şeylerden sıyrıldığı o durumun kaynağı mutlaka doğru olacak diye bir şey yok çünkü o durumda bile altta bir şeyler işlenmeye devam ediyor.
Aynı uyku gibi. Uyursun ve nasıl uyuduğun, nasıl yaşadığın ile birlikte hareket ederler.
Başlık bu yüzden uyumadan önce okunduğunda işler.
Bunlar benim hatırladığım, öğrendiğim mevzular.
"Senin hayatın, nasıl yaşayacağına sen karar verirsin."

Mesela oyuna hakim olabilmenin peşinden gitmek isteyenler dişi mevzusuna yöneliyor.
Fakat dişi mevzusu değil ki olay.
Başlıkta verilen tüm saha görevlerini, dişi konuşma pratiğini yıllarca yapmış biri olarak bu mevzuda hikayenin eksik kalan kısmını asla bu doldurmaz.
ve olayın sonunda kendini birlikte olabileceğin dişiyi düşünürken bulursun ve bu buluşmada sende ne olmamalı sorusuna verdiğin cevaplar yok olduğunda bir daha başka bir dişiyle işin kalmaz bana göre.
Bu ustamdan öğrendiğim yüz çevirme ve ilerleme ortamını sağlayacak şeydir.
Yani sen bir seçim yaparsın ve seçimlerinin sonucunda bazı şeyleri bırakman gerekir.
Bırakmak ise illa tüm dişilerle muhabbeti kes de olmak zorunda değil. Seviyeli arkadaşlıklar da kurulabilir.
Her doğru dişi sana eş potansiyeli, manita potansiyeli taşımaz. senin için olan geldiğinde zaten bunu fark edersin. belki de senin için gelecek o biri yoktur, seçim yaparsın. sonuçta doğruyu yapanlara mutlaka şu ödüller verilecek yazmıyor bu dünyada.
Ama üzüntü, yıkım, hayalkırıklığı haddi aşmadan yada hiç his edilmeyecek şekilde yaşanabilir bir hayat.
Yoksa ben inanıyorum ruh eşi denilen şeye.
Önümüzde kardeşlik gibi bir örnek varken şu hayatta senin gibi biriyle aynı yol yada çok yakın yoldan aynı sonuca ulaşmış veya ulaşmak üzere ilerleyen biri mutlaka olacak. Diğerlerinden daha yakın olacak hemde bu bana göre. kesin değil tabii de kardeşlik tam ibret bu konuda benim için o yüzden bunları yazıyorum.

Belki de dişi mevzusu kilittir senin için, sende ki eksik kısım o dur da ben sanmıyorum. Benim yolum, öğrendiğim budur.

ve bu doğru kişi sana daha önce tatmadığın sakinliği, güveni verir.
Bu sadece doğruluk altında işleyebilecek bir mevzu ve doğruluk adı altındaymış gibi olan çoğu ilişki, gerçek duyguları yansıtmaz.
Gerçek bir bütündür. Yarım yamalak yaşanan gerçek, her şeyi yarım yamalak yaşayan birine dönüştürür seni.
Bunun farkında olanlarda ya kardeşlikten atılanlar yada henüz giremeyenler. Birde bunlardan bağımsız durumlarından rahatsızlık his edip bekleyenler var.
Bakacaz babuşlar

Ve işin komiği bu yarım yamalak insanlar yaşadığı her şeyin tam olduğunu zan ederler ve bizimde böyle olma tehlikemiz vardır çok ciddi bir şekilde bu yüzden kendine yorum yapmaktansa gerçek dediğin şeye yönelip uyumlu olursun.
Neyse bu tipler yaşadığı durumların falan acısını da çekerler, mutluluğu da his ederler.
Fakat onların his ettikleriyle bizim ki farklıdır.
Aynı kardeşlik gibi. farklı ve derin, sağlam.
Usta bunlar için genel olarak "hayata benim gözümden bir saniye bakmanız yok olmanıza yeter" gibi bir şey demişti.

Bizi zan etmekten ve bir yere kadar ilerleyip tıkanmaktan alıkoyacak şey her şeyin vazgeçilebilir ve gördüklerinin yanılsama olacağı tehlikesine karşı aklınca köpekler, sürüngenler gibi denemektir.
Her uğraş veren alır mı alamaz ama doğruyu işleten alır.
Bu da bana beyazid bestami reisi hatırlatır.
Bu yüzden başka bir çaren yok.
istediğin gibi kendini avutabilirsin, kendini ikna edip inandırabilirsin.
Şair ne diyor? Küfre yaklaştıkça inancım artıyor.
Bu bilenlerle bilmeyenlerin farkıdır ve tek amaç bilmektir.
Bilen olmanın tek getirisi doğruyu engelsiz kavramaktır.
Kamil akıl olmaktır.
beyazid reiste bulanlar ancak arayanlardır ama her arayan bulamaz der babuşlar.

Çok para kazanabiliriz, çok dişiyle -en güzelleri ve olabildiğince iyi olanlarıyla- birlikte olma fırsatımız olabilir ama bunların hiç birinin değeri tek başına yoktur.
Aynı bir sayısını yazıp, yanına sıfırları ekleyip bir olmadan bunların değeri yoktur diyen öğretmen miydi neydi onun gibi.
ve bu hayatımda ki en güzel şeydir.
Bir olamayabilirim, hak etmeyen ve beceremeyen biri olarak köpekler gibi ağlayarak ömrümü bitirebilirim ve fark edebileceğim şeyleri fark etmeyerek bedel ödeyebilirim ama bu bu yolun değerini çok net yansıtan, öldüğünde acı çekmek yerine tebessüm edip kendini doğa anaya bırakacağın -doğa ana değil tabii de ustanın ifadesini söylüyorum, yoksa öyle bir şey yok- bir durum olarak kalır.
Belki de yanlıştır, saçma ve gerçek dışıdır.
Ama tüm yaşamın sebebi budur en azından bu kadar şeyle karşılaştığım hayatımda neden bu zamanda doğduğum, ustayı tanıdığıma bu cevabı veririm.
Bu yol, hakikatin yaşanabileceği tek yoldur.
Hakikat adına geri kalan dostluk ve sevgi de dahildir.

ve bu kurduğum cümleleri bir başka betanın zamanında kurup yaşamış olabilme ihtimali benim için ibrettir.
başarabileceğine sonuna kadar inan, başarısız olabileceğini unutma, ve en azından tutarlı ol.
Benim ustamdan aldığım ders budur.

Ve son olarak bir betayla bizi ayıran şey yaşantımızdır.
dişiler, ortam, arkadaşlık ilişkileri, seçim şansını nereye kullandığın ve menfaatçi gibi şeylere karşı duruşumuz asla taklit edilemez.
fakat taklit sandığın bir yol belki de yaşaman adına bir fırsat verir. bakacaz hayırlısı ya

Bir haftada 50 mesaj girmişim aq, işsizin tekiyim sjsjsjs
Hani diyorlar ya en yoğun insanlar çok hızlı dönüyor mesajlara niye acaba?
sadece yoğun olmaları önemli değil, bu tip insanlarda bu mevzular başka bir zayıflığa yer bırakmıyor çünkü.
Hacı dedi ya bir ara işin gücün yoksa otuz bir ile günü kapatırsın biraz onunla alakası var diye aklıma geldi
Otuz bir ile günü kapatmak da güldürdü

Soru cevap birde 90 mesajla kapatmışım bir ayı
daha ilk haftadan yarısını yaptık. ne kadar yazdığın değil ne yazdığın ve ne anlattığın önemli.
hayırlısı. ihtiras rüzgarı izlemeye akanzi babuş, yol uzun az film izleyelim.

İhanet ettiğin tek şey sensin.
Ve ihanet edenler bu yüzden atılır.
çünkü kendine ihanet eden birinin geri kalan kardeşlerine samimi olmasını bekleyemeyiz.

kendini yorumlamayıp, başka kimseyle kıyas yapmayan ve kendinden ileride olan kardeşlerine haset yerine sevgi beslemek senin özün olmadıkça ve dahası gelmedikçe hiç bir şey değişmez.
Zaten özüne vardığında, bunları da düşünmezsin

Ve kardeşlik, kardeşliği asla riske atmaz.
Sırlar sadece içeride kalır.
Bu kapıya gelmeden önceden halletmen gereken bir mevzu budur.

menfaat, çıkar bilirsen en doğru yolda olabilmektir.
ve başka hiç bir şey bunun yerini tutamaz.
Bu da kendi hayatında başlıktan çıkarmış olman gereken bir durumdur

en yoğun anlarda sadık kalabilmek içinde olabildiğince varman gerekir. vardığın temel, seni yolda tutar.
Eğer cidden halledebildiğinde ise, hiç bir zaman yoğun bir an yaşanmaz.
Bu senin o kapıya gelene kadar belki de zaman zaman savaştığın ve kendine kendini tercih etmen gereken bir döngüdür.

henüz yalnızlık, tek olmak gibi bir konudan acı çekiyorsan, o halde başaramamışsın demektir.
İnsanlar iyiliği engelleyemez.
biz iyilik yapmak istersek, bu uygun düşerse hiç kimse buna engel olamaz.
Alçak gönüllü, mütevazi, iyi niyetli, sert, yumuşak huylu olduğumuz gayet bilinir.
İyilik, uygun düştüğünde ancak bir iyilik olur ve bu bizi ilgilendirmez.
Üstüne düşeni yaparsın ve kısaca ölümü beklersin.
şaşıranlar, bulamayanlar bize zarar veremez çünkü allahin kudretine ve ilmine şahit olduğumuz kadarıyla güven duyarız. Ama bu ilkelerimizden ödün vereceğimiz anlamına da gelmez.
Bu benim kardeşlikten, ustamdan aldığım derstir.
Öğrenci dersi öğrendiği ve işlediği kadar önemlidir.
Ve bu ancak sınavlarda belli olur.
Her sınav her yerde olmaz ama çoğunlukla sınav içinde yaşama bilinciyle yaşanır hayat.
tesadüf diye bir şey yoktur. Sistem olabildiğince yardım eder, insanda olmak istediği kişi için yaşar.
mesele de olmak istediğin insan profili değildir.
insan profili diye hayal ettiğimiz şeyin temeli, hakikatle birleşmedikçe anlamı yoktur.

Tek atış şansın var.
Ama sen henüz atış yapacak kadar ilerlemediysen, silahı henüz eline bile alamadan yanıldıysan o halde denemek yine senin elindedir.
kimsenin sorunlarını, engellerini bilemem ve ilgilenmem.
Ben doktor değilim, doktor insanın kendisidir.
Sana başlık yazılıp hala sorunlu, sırt çevirmiş bir halde his edip yaşıyorsan o halde kesinlikle hiç birimiz doktor değiliz.
Doktoru bulman için herkes elinden geleni yapar ve tüm içtenliğiyle bunu ister.
burada ki doktor da, zamanla değişir ve insanın kendisi olmaktan uzaklaşır.
Bazı tasavvuf yolları bunu sürekli dua etmek, namaz kılmak, beklemek ile kabul etmiştir.
Her şeyin zamanı vardır ve çaba olmadan, ödül de olmaz. çabasız ödül verilmesi imkansız değildir, her verilen şey senin sen olduğunda kullanman, faydalanman içindir. Bu benim başlıktan aldığım derslerden biridir.
Yolun sonu, başından daha iyi olacağının garantisi yoktur ama gördüklerin sana güvenmenin, sevgiyi yakalamanın yolunu gösterir.

içinde taşıdığın şeylerden biri kardeşliğin kendisidir.
İçinde olmayan bir yere giremezsin.
Dervişin fikri sadece düşünmeyle olmaz.
içgüdü, alfa sezileri, alfa yetenekleri sadece görünen ve düşünmeyle de olmaz.
insan sadece düşündüğü olsaydı neler neler olurdu.
ama sen tüm bunları değiştirmek, onarmak için iyiliğe yönlenirsin. bunun da zerre önemi yoktur.
Ha önem veren birinin çıkması, senin ona önem vereceğin anlamına gelmez.
O yapıldı ve dünde kaldı. Unutmazsın, ama hatırlamaya değecek tek şey hakikattir.
Hakikat resmi bir yere kadar büyür.
Bu resim içine kardeşlerin, aile girer ve hepsi bir bütünden gelir.
Bu yüzden şan denilen şey ancak böyle elde edilir.
Açıklayamadığım, tanımlayamadığım ve fark edemediğim şeylerin benimle paylaşılmasını beklemem.
Zaten hak edene hak ettiğini veren bir yerde olduğunu, sistemin muazzam olduğunu bilirsen tek derdin kendine ihanet edip etmeyeceğindir.
kardeşlerine, dostlarına, sevgiline yada eşine de ihanet etmeme motivasyonu boştur.
Sadece sensin, sadece senin varlığınla ilişkin gerisini getirir. Benim öğrendiğim bunlar babuşlar umarım en doğrusunu şüphesiz bildiğimiz bir yerden alırız.