blacktyler7

kölemsin... ;) @1

yalnız, bana ne tavsiye edersiniz?
toplanın.

iyiyim. kol antremanı yaptım bugün bende ya. dün gögüs girdim. hem zaman kalmadı hemde canım istemiyor ya ikinci bölgeyi çalışmak tek tek atıp geçiyorum.

nabıyonuz lan manyaklar. online olup ne izliyonuz bakim... flirt guy diyorsun? ;);)

dostlar ben çıkıyorum bana müsaade, biraz istirahat edeceğim... gün batsa ne olur? geceyi onaran bir mimar vardır.
ne yapsalar boş göklerden gelen karar vardır.
yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır...
sırların sırrına ermek için sende alfa vardır :))

o ilk soru bana ait değil.

bir ara değinmiştik lan ama. hani şey gibi: iki alfanın bir biriyle anlaşamaması gibi felandı sanırım.
altın dişi ağır taklit yapmaz tabii de yine de bir rol kestiği gerçek olmuyor mu?
ufak rol, büyük rol en nihayetinde rol ama en makul rol çıkıyor sonuçta

edit: mesela bir alfanın da makul rol kestiği var hayatında. onun gibi aslında. ustanın cümlesi herkesi kapsıyor olsa bile tehkeli ve yanlış olan kısım herkes değil diye anladım ben ey dost... :)

olabilir karşim. ilk soruyu hatırla, bir alfa ve altın dişinin birlikteliğini ne bozabilir?

olabilir abi bir günde 10 kez red edildiğimi biliyorum ya ben. bir ara ağlamıştım amk bu yüzden. ilk başlık okuduğumda:d
bir kız vardı, tam kızla konuşacam korkuyorum ama o günde o kızdan önce çok kızla konuştum.
iki kere geçtim böyle konuşamadım. oturdum günlüğümü açıp yazdım bunu neden diye o an duygulanmıştım be reyis.
bu kadını ben tavlardım, ki tavladığıma eminim. fakat kadın bazen istemez ve bu benimle alakalı bir durum değil.
her red edişte kendimde hata arayamam sonuçta. her başarısız iletişimde ben suçlu olamam ki dostum alpha.

bak zaten genel de, kadın ya çok uyumlu davranır yada seninle bağlarını kesmeyen ama aksi bir tip oluyor gördüklerimce. yada gerçekten istemiyor seni ve red ediyor. veya hem kendi haklarını hemde senin haklarını dengeli gözeten kadınlar oluyor mesela, buluşma zamanını sen belirliyorsun ama kadın karar veriyor seninle ne kadar süre harcayacağına ve bunun önüne geçemiyorsun.
sevdiği biriyle birlikte de olabilir bu arada bilmiyorum illa sevmediği biriyle olacak diye bir şey yok. ihtimal bunlar.
biz ihtimallerden bahsediyoruz ki, karşımıza çıkanların kim olduğuna karar verirken bizlere yardımcı olsun.
saha görevleri de bu yüzden kritiktir.

zaten türk dizilerinde çoktur bu örnek: çok gıcık bu adam, çok kötü biri hop sonra kadınla bu adam bir şekilde belirli faktörler sebebiyle birbirinin hayatlarına dahil olurlar ve bir an adam inanılmaz biri olur.
çok derin, hikayesi sağlam birine dönüşür kadın gözünde biraz ondan bahsettim yoksa direkt kızın biri gelip seni tanımak istiyorum da diyebiliyor hatta sen çok tatlısın ya diyip seninle konuşmak isteyenlerde oluyor.

ama ben bunları düşünmüyorum ya o kadar. bir şekilde öğrenmişim bu yaptığım şeyleri ve içimden öyle geliyor.
lan bir ara kızın biri ayağıma basıyor tamam mı, kıza farklı bir duygu vermek istiyorum anlık olarak ve diyorum ki "şimdiden ayağıma basmaya başladın he?" kızda utangaç ve karakterini çok tatlı bir şekilde saklayıp anında konu değiştiren bir cins, hahaha o mesajı aldı tabii... ve bu o kadar komik ve zevkliydi ki benim için neyse.
sonra mesela, dokunulmasından hoşlanmıyor kız ve karşıdan karşıya geçicez. atıyorum elini omzuna hafifçe, kafamda kızın olduğu tarafa değil arabaların gelebileceği noktada tabi... sonra bu kız dedi napıyorsun diye dedim alışkanlık olmuş ya abartma o kadar.
mesela aramızda seviye farkı olan bir dişiydi bu ve bu seviyeyi düşürmek için bunun gençlik hallerinden hikaye anlatmasını istedim tamam mı? bu anlatıyor bende sanki o an o anlattığı hikayede ki kızla konuşurcasına ilaydacığa bak sen ya felan çekiyorum haha lan sonra bu bundanda rahatsız oldu iyi mi. lan ne akıllı karı bu diyorum :d
neyse sonrasında bir akşam oturduk resimlerini göstermesini istedim gençlikten, başladım şey demeye seviyeyi eşitleyip, ona daha fazla düşünme imkanı verdirmem gerekiyor biz olabileceğimizi çünkü aşırı katı ve kendini bu tür nefsani şeylerden engellemeyi çok iyi biliyor bu kız... dedim bu ne güzel fotoğraf dur bakiyim, bakışlara bak ya tatlıymış. ama yine de bir kaç eksik var felan çekiyorum haha. sonra böyle bakıyoruz ben dedim bu yaşındaki hali görseydim kesin fena bir şey yapardım.
kızın huyuda iyi düşünmek, abartılı kötü bir şey düşünse bile izin vermiyor ve iyi algılamaya çalışıyor.
nasıl yani fena derken? böyle şaşırma ifadesi hafiften garipseme ve cüretkar bulup gülme hali.
aga sonra bu kadını tavlayamadım ya ben.
abi kadın öyle kontrol ediyordu ki kendini bak dokunulmaktan zerre hoşlanmayan, omzuna bile... yan yana oturmak bile olmayan kadınla saatlerce diz dize oturup bakıyorduk resımlerine sonra olmadı felan ama şu yüzden anlatıyorum:

hayat bir film gibi gerçekten. filmlerde senaryo ne olursa olsun, iki savaş filminde, iki aşk filminde işlenecek duygular ya aynıdır yada birbirine çok benzerdir ve bu yüzden ortak zihin kullanılır.
ortak duygu paylaşımı da olabilir. anlamadıysan da sorun yok, öyle bir anımı anlatmış olayım dostum.

ama belki de usta, mecazi anlamda söylemiyor gerçekten her kadın hayatını sikmek istiyordur.
mesela kiminin sikişi 10 saniye sürer, etki almazsın o kadar ama adı üstünde o bir sikiştir nedir?
kendinden küçük bir ödün vermek mesela.
ama aşırı beta birinin sikişinde kendinden ödün vermekte bile aşırı ödün vermek.
seni kandıran biriyle birlikte olmaya devam edebilmek gibi, aldatan da olur umursamayan biriyle devam etme kararı almak gibi dişinin rol yeteneği yüzünden. "çok özür dilerim, fark edemedim, ben sana böyle yapar mıyım" gibi mesela.

edit: mesela bugün markette kızın biri benden bir şeyi uzatmamı istedi ama bu kızla sürekli güzel bir enerjiyle atışıyoruz tamam mı bende baktım istediği şeye geçtim ve başkasından istedi. dişi alınmadı, üzülmedi hatta gülmeye devam etti ve keyif aldı çünkü zaten büyük ihtimalle amacı beni test etmek olmasa bile bilinçatlında, yani bilerek düşünemediği noktada benim onu red edebileceğimi, görmezden gelebilecek kadar umursamaz olduğumu, insanlarla sosyal ilişkime şahit olup sosyal biri olarak ondan fazlasını bulabileceğimi anlayıp bana hem hayran kalıp hemde zayıflığını his eden bir karakterle şakalaşmaya devam etti.
mesela bir an da kendimi övdüm buna ben, ilk önce yüz için bir bakım önerisi sordum a sonra bana gerek yok ya dedim.
kız da fırsatı değerlendirip sen zaten yakışıklısın dedi, bak yazılara değil zihne odaklan dostum... bana çirkinsin zaten de diyebilirdi ama o söyleme biçimi, gözleri, mimikleri onun rol yaptığı karakterden öte asıl istediği düşünceye odaklanalım:
bu kız bir bana kendini çaktırmak ister iki beni yakışıklı, sempatik, gıcık, tatlı, ukala felan buluyor.
sorsan red eder mi? evet. he bunu kız arkadaşı sorar, evet der de bazıları onu bile söyleyemez kız arkadaşlarına utanır saklar kendini.
neyse sonra akşam akşam lütuf musun diyiverdi, dedim bunun sabahı da var felan. yani onun kurduğu sınırlandırılmış cümleyi sabahı da var diyerek genişletmem bile onun benim aklımın kıvrak, dilimin pabuç gibi olduğunu düşünmesini sağlar zihinsel olarak.

bu kızla bir alışveriş daha yaptım yine kasasındayım, bir an da bana bir şey dedi tamam mı hatırlamıyorum bende alınmış gibi yaptım ve dedim ki pardon? kız afalladı bir an, panik oldu yani. pardon deme sebebim de buydu zaten. korkuyu, panik olmayı, benim karşımda afallayıp ne yapacağını bilemediği bir an olsun istedim.
sonra tam tersi samimice gülüp geçtim bir şeyler diyerek.
cümleler bazen çok açık bir mesaj bazen de inanılmaz bir gizlenme yöntemidir.
bak bir araştırma yapılıyor... bilimsel.
kadınların gıcık, ukala, kıvrak zeka, dili pabuç gibi, abartı derecede negatif olmayan ve güzel yanlarını ortaya seren bu sevmedikleri erkekler var ya, onlarla beraber oluyorlarmış.
hatta bir video vardı, kız böyle iş yerinde olan bir erkekten bahsediyor tamam mı gıcık, kötü, umursamaz felan diye yardırıyor. kocası da sanıyor ki bu adamdan hiç hoşlanmadı ve sonra ne oluyor? kocası, bu adamla eşini basıyor bir odada.

"Çünkü yaptıkları her şey roldür…
Evet, yaptıkları her şey…
Hiçbir dişi gerçek karakterini ve arzularını dışarı vurmaz." bu dediği var ya, bir altın dişi içinde geçerli büyük ihtimalle.

bir dişinin, bir erkeği test etmesi nasıl onu konuşalım.
ilk olarak gücünü, kendine güvenini, zekasına ve aklına, fiziğine, özgüvenine, tipine, enerjisine, söylemlere felan test eder mantıken.
yalnız kalabiliyor mu test eder.
bence sağlıklı kadınlar dışındaki geriye kalan dişiler erkeklerin testten geçmesini istemiyorlar abi.
dikkat et devamında diyor ki bu hayatımızı sadece sikmek isteyen dişiler hakkında bilgi veriyor
"Duygu sömürüsü ve timsah gözyaşı kullanarak sizi tekrar betaya çekmeye çalışacaklardır ; bu da çalışmazsa 100 gr et atacaklardır önünüze…
Onlar için bir alfa, felaket demektir."
alfanın felaket olma sebebi ise özgüvenlerinin, kontrollerinin kaybediliyor olması demektir. adı üstünde betalar bunlar amaçları iyilik değil, gerçek değil.
amaçları iki: ya istedikleri gibi davranabilmek yada istediğini alabilmesi için senin zaaflarını ortaya çıkarıp onlardan faydalanmak.
senin zaafın ne olabilir? cinsellik, ilgi, sevgi, destek, değerli his etmek, mutlu olmak, iyi olmak, iyi bir dişiye sahip olduğuna inanmak, güçlü, başarılı olmak felan filan.

yani seninle yaşayacağı cinsellik bile seni betaya, zayıflığa, bağımlılığa, kötülüğe, düşkünlüğe çekmek.
tamam okey, kadınla birlikte oldun da burada ki kadın rolünü anla: bedenini koyuyor ortaya seni zayıf düşürebilmek için yani demek ki senin istemediğin bir şeyi sana yaptırabilmek adına sana oyunlar kuruyor. dedim ya mesela yalnız bırakıyor seni, bir an da sosyal medyasında hareketlenmeler oluyor seni panik etmek istiyor, mesajlara geç ve soğuk dönüyor ki sen onu kaybettiğini düşün gibi.
yoksa normal bir dişiyle cinsellik yaşa abi, kadın seni zihinsel, fiziksel beğenmiştir ve seninle olmak onun için bir mutluluk kaynağıdır okey ama burada ki konu o değil

bu arada, kitap okumayı ihmal etme. 60 sayfalık ilginç kitaplar var mesela "dönüşüm-kafka" bu tarz hızlı bitirebileceğin ve sana bakış açısı katabilecek kitaplar çok var.
zweig da bu yönde iyidir.
hamleti oku o da güzel. hayvanlar çiftliği vardı sanırım o da iyi.
ve okurken karakterleri anlamaya çalış, oldukları durumu yakala.
descartes dostluk üzerine onu oku.
yani bunlar çok pahalı kitaplar değiller aslında.

gün içinde ne yaptığını bilmiyorum zihin olarak ama yaptığın şeye insanları analiz etmeyi, analiz ettiğin şeyin doğruluğunu hesap etmeyi, insanlarla iletişimini arttır. sohbet et onlarla.
bir futbolcu, futbol oynayarak iyi olur.
yatalak biri, futbolcu olabilecek fizikselliğini kazanamaz.
senin de kazanman gereken bir zihin yapısı var.

edit: harp tarihi diye bit youtube kanalı var. orada ilgini çeken tarihi liderlerin videolarını izle, nasıl kurnazlıklar yaptıklarını ama bunu asla betaca olmadığını ve aklın ürünü olduğunu gör. yavuz selimin savaşları iyidir. selçuklu dönemi videoları iyidir o kısımda baya bir karışıklık var mesela kardeşler arasında öyle hatırlıyorum. bu karışıklıkta ki betaları ara, doğruları gör.

yani özetle bir insanı anlayabilmek için hareketlerine bakmak gerekir değil mi?
fakat bazen hareketleri zararsız olan insanların kötü olması vardır.
zihin, bu insanın yaşımında elde ettiği karakter, bakışları, mimik ve el kol jestleri yansır illa ki ve sende bunu izlersin.
bak ben zamanında öyle oturup insanların zihinlerini anlamaya çalışıyordum biliyor musun
ben olsaydım, neden böyle bakardım bir insanın yüzüne?
kötülük mü? bu kötülükle bakabilmek için ne düşünmem gerekiyor derdim ve böylece bir şeyler çıkartırdım.
ben olmak zorunda değilim, bir insan niye böyle bir şey yapabilir gerçekten niyeti temizse, daha temiz yollar varken bu yaptığını temiz diye tanıtması, savunması felan incelerdim yani. neden, niçin, daha iyisi yapılabilir miydi, gerçekten sağlıklı bir hareket bu mu başlık olarak.
he hala tanıyamıyorum ilk görüşte herkesi.
arkandan kötü konuşmayan, ama seni suistimal eden ve bunu da masumane yapan insanlarda var hayatta.

senden şu kadınlar hayatınızı sikmeye programlı dediğin yazı var ya, onu bulup atar mısın buraya? bakalım o yazının içinde var mı cevap.

ya sen bir insanın kötü olduğunu nasıl anlıyorsun?
sana zarar vermek istediğini veya sana kaba davrandığını nasıl anlıyorsun?
bu sorulara yazmadan önce cevap ver.
hatta yaz, ve bence diye cümleye başla kendi fikrini yaz.

edit: bak blogu defalarca okumuş olabilirsin fakat bu soruya cevap verebilmen lazımdı. ya çok düşüncesizsin yada sandığın kadar başlıktan faydalanmıyorsun git bir daha oku ama öncekinden daha fazla düşünerek. bence daha fazla faydalanabilirsin dostum.

normal ilişki ne kanka sana göre? ve kıskançlık dediğin ne seviyede mesela örnek verebilecek misin

Bir alfa ve altın dişi birlikteyse bu durumu bozan etmenler nelerdir? Oluşabilecek anlaşmazlıklar nelerdir

Edit: ee yok mu bir şey?

şu yazıları yazan betalarda var. alfalarda... e ben hangisiyim?
yerde miyim gökte mi bilmiyorum diye bilmek zorunda da değilim.
belirli eşikler var o eşiklerden dolayı yerde olduğumu biliyorum.
yani bir parçam yerde bir parçam gökte, ben ne zaman tek parça olacağım hocam? güldüm.

cevap basit aslında: yerdeki parçayı yok ettiğin zaman. ama ben yerdeki parçayı günahlarımla bağlantılandırmakla hata ediyorum çünkü günah işlemediğim dönemlerde de böyleydim. hım olay sadece zihinde ve ben zihinsel olarak çekici duran, yakınlaştıkça çekiciliğini kaybeden biriyim demek ki manevi olarak. neyse bende ki kafa geçmişte tutmuyor beni, bu konuyu kapatıyorum.

mesela insanların çoğunun şikayetçi olduğu psikolojik durumları yada duygusal olarak istemediği o hislerin neredeyse tamamı onları ya yükseltecek yada yok edecek durumda kaldığını fark ettiğim olmuştu.
ve bu yüzden bazı insanlarla olan sohbetlerinde böyle yaklaşırım ve onlara içinde oldukları durumların yeni bir yolunu gösteririm ve bu sefer daha faydalı, kabullenici ve güven dolu his ederler.
sınırlandırılmış olmanın, ama cidden sığ kaldırılmış olmanın dezavantajı bu çünkü ya yaşadığın şeyi tek sende sanıyorsun, yada anlamlandıramayıp, alakasız olan tanımlamaların bir kısmını kendinde buluyorsun.
o yüzden küçük psikolojik problemler hiç gerçekçi gelmez bana ya. psikologlar da bunu anlamadığı için ilacı vururlar.
iki tür ilaç vardı sanırım ilk etapta, ya çok hızlı etki eden bir ilaç yada uzun dönemde etki edecek yavaş bir ilaç türü.
ilk başta ilkini verirler ve sonra yavaşlatırlar olan problemi ve sende çözülüyor sanıyorsun.
a çok rahatladım ya diyorsun. halbuki ilacın amacı o zaten.
neyse öyle yani

aslında yazılarında melankoli akmadı merak ediyorsan. hani bir an da kendini melankolik his edip söylediğin için diyorum hiç gerek yok yardır gelsin. melankolik oldu dedirten yan pencereye gerek yok kapat.

aslında duygusal olmak iyidir. senin farkın duygularına kulak verip bunları dinleyebiliyor olduğun ve üstüne bu duyguları analiz edebilip, aklınla birleştirebiliyor olman ama diğerleri öyle yapmadıkları için veya sınırlandırılmış oldukları için içlerinde bulundukları durumlara saçma tepkiler veriyorlar. mesela dün gece bir arkadaşımı biri aradı ve tartışma isteğiyle dolup taştığını anlayabiliyordum. evet arkadaşımda anladı bunu. ikimizde zihnimizde bu kişinin gerçek niyetinin konuşmak olmadığını biliyorduk. bana göre o an sadece bir kere anlatıp tartışmak isteyen kişiye sorunun çözümünü söyleyip direkt telefonu kapatmak gelirken arkadaşım ise: bir dakika müsaade et konuşayım, bizi mi tehtid mi ediyorsun, hadi ya öyle mi yapçaksın? hım eee? gibi ikili seviyesiz diyaloglara girmişti ve ben tabii arkadaşımın o an tüm zekasını sorgularken o çok iyi bir iş yaptığını düşünerek konuşmaya devam etti. olan bana oldu tabii amk. arkadaşın tüm zeka ve bilinç seviyesini sorgulayıp benim gibi yapamadığı için yakınlığımı kaybettim. ve bunu ima ettiğimde bana bu konuşmanın çok önemli olduğunu, ailesi için konuştuğunu söylemişti... ve telefondaki kişi onu iki saat içinde 5 kere aradı yani bu net bir şekilde konuşmak istediğini gösteriyordu arkadaşımla. bu yüzden telefonu kapatıp, seviyesiz bir tartışmadan kaçıp sakinlikle bir sesli mesaj gönderip durumu analiz etseydi, ne ben ona uzak dururdum ne de bu sorgulamaya maruz kalırdı. neyse

benim de hayatımda kimse yok ama ara sıra bir şekilde birileriyle sohbet edip geçiyoruz ama genellikle bu sosyal ortamlarda işimiz olduğu zaman oluyor. sokakta ki simitçi dayıdan simit alırken, yemek sırasında yada yanına oturduğumuz insanlarla felan. he benim bir dönem ciddi manada düzenli bir tanıdığım oldu kahve felan içtiğim. bil bakalım kim?
altın dişi ihtimali olduğunu düşündüğüm, aklına hayran olduğum kadıncağız :d
bir erkekle bu kadar süre yiyemem lan ben. bak dikkat et, iyi arkadaşlar birbiriyle sürekli konuşmazlar onlar odak noktasını aynı yöne verebilen ve o yönden aynı şekilde keyif alan insanlar oluyor genellikle, bak iyi düşün kardeşlikte oturup tcma'yla özel hayatını konuşmayacaksın, siyaset çok fazla yapmayacaksın, bir şey öğretmek amaçlı bir sohbet olabilir ama bu adamlar birbirlerinin ismini bilmeden, aynı noktaya bakabilme yeteneklerine sadık kaldılar.
he bu altın dişi dediğim kadında bana göre öyleydi, nedense çok yakın his ediyordum kendimi inanılmazdı.

benim hayatım çok iyi değil demiyeyim de, istemediğim bir işteyim mesela, maaşımda yetmez.
günahlarla dolu bir insanı gözünde çok büyütme, inanılmaz basitimdir bu konuda.

Dünyada çoğu şey duygularınnد, belirli sistematik düşüncelerin üzerinden ilerler.
Bir filmde ki senaryo değişir fakat o duygu değişmez.
Peki kardeşlikten uzaklaşma duygunuz/zihinsel durumunuz nedir?
böyle bir şeyi his etmenize neden olan şey ne